Annesi kamu hizmetinde çalışanların devletin raporlarını görmesine rağmen iftiraaa yaaa diye ağladığı takımdır.
Lan.. Ben! VAR YA! ... Neyse.
Bazıları da bu ülkeyi amerikan filmlerindeki yargı kurallarına sahip sanıyor. Lan devletin yönetimindeki 550 millet vekilinin 510 tanesi bir şekilde hükümlüyken yok ne kolaymış bik bik...
lan bu ülkede baklava çalan çocuk 13 sene hapis yatmışken çillerler jetskilerle geziyordu dengesiz.
lan bu ülkede tecavüzcüler aftan yararlanamazken tecavüz edip öldüren katiller aynı aftan yararlanıp dışarı çıkıyordu şuursuz.
lan bu ülkede yumurta atan 6 poşu takan 11 yıl hapis yedi, kuddusi okkır ergenekon un kasası diye alındı 1 senede kanser oldu verem oldu öldü cenazesini kaldırmaya parası çıkmadı, ailesi vergi borcunu ödeyemedi evine haciz geldi manda.
lan bu ülkede birisi kitap yazmaya karar verdi diye hapse atıldı daha yeni çıktı...
arz eden : bu malın fiyatı 1 lira.
talep eden : kabul.
hâlâ anlamayanlar için şöyle söyleyeyim; bir tişört almak istersiniz, fiyatını görürsünüz, önce pahalı gelir ama sonra razı olursunuz ve o tişörtü alırsınız. sonra aradan belli zaman geçer, başka yerlerde o tişörtten görürsünüz ve "ulan pahalıya almışım be" dersiniz.
peki size o tişörtü satana dolandırıcı, hortumcu der misiniz? demezsiniz, çünkü kendiniz razı olmuşsunuzdur.
dolandırıcılık dersek başka bir olay anlatırız ki, bunu da en iyi bilenlerin kimler olduğunu herkes biliyor sanırım.
biz fenerbahçeli değiliz eğer suç işlemişse yasa dışı bir iş yapmışsa ünal aysal da fatih terim de tutuklanır. suçluları gözümüz kapalı savunmayız, kim olursa olsun. işte galatasaray ı galatasaray yapan budur.
Sayıştay gereksiz bir kurum olduğu için keynes'in iktisat kurallarından haberi falan olmadığı için devlet nasıl yönetilir bilmediği için bu raporu yayınlamıştır.
dolayısıyla bu başkan'a ve bu takım'a öylesine rapor yazmıştır.
sayıştay görevini yapmıştır, ancak bu iş dolandırıcılık kapsamına girmez, dolandırıcılık dediğimiz olay başka bir şey ki dediğimiz gibi bunu en iyi kimlerin bildiğini bizler biliyoruz.
ha bak üstüne basa basa söylüyoruz, benden önce de söylemişler; hiçbir kişi, hiçbir şahıs galatasaray armasından üstün değildir. eğer ortada gerçekten bir suç varsa hiçbir galatasaraylı bu suçun yavşaklığını yapmaz.
ayrıca konunun galatasaray'la ilgisini hâlâ çözebilmiş değilim...
anlatamıyoruzki... ünal aysal'ın devlete sattığı bir malın fiyatı fazlaymış. bu mudur yani?
kılıçları çekeceksek her şeyi baştan konuşalım? ne zamanki bir yavşaklığı savunurum, o zaman galatasaraylılık gömleğimi askıya asarım; ama görülüyor ki 3 temmuz'dan beri yenen naneler çarşaf çarşaf ortadayken birileri hâlâ "başkanım da başkanım" diyor, şimdi de çıkmış bok atacak yer arıyor.
yavşaklık bu kadar aleniyken kime ne anlatabiliriz? hiç...
madem çok araştırıyorsunuz o halde aziz yıldırım'ın silah kaçakçılığı davalarına, nihat özdemir'in mavi akım operasyonuna (hatta 2006-2007 arasında pek ortalarda görülmemesine) bir bakın.
- Hacı. Botokslu dolandırıcı devleti şu kadar dolandırmış...
+ iftiraaaaaa Yallaaaaan
- Al kanka devletin Yolsuzlukları belirleme ve mücadele için kurulmuş olan kurumu sayıştay'ın bu konuyla ilgili şu şu tarihli, şu şu sayılı raporu...
+Yaaa banane yaaa almasaymış devlet yalan söylüyoooo niye içerde diilki hem...
-Kardeş bu bu sebeplerden dolayı içeride değil, iktidar biat meselesi falan.
+ Sen git aziz yıldırım silah kaçırıyo nihat özdemir mavi akım böhü
"TBMM'nin bütçe hakkını kullanmasına yönelik olarak, kamu idarelerinin etkin, verimli, ekonomik ve hukuka uygun biçimde faaliyet göstermesini, kamu kaynaklarının öngörülen amaç, hedef, kanunlar ve diğer hukuki düzenlemelere uygun olarak elde edilmesini, saklanmasını ve kullanılmasını sağlamak için denetim yaparak raporlar üretmek ve sorumluların hesap ve işlemlerini yargılama yoluyla kesin hükme bağlamaktır."
net ifadelerle fenerbahçe taraftarının başımızda şapka var diye köylü zannetmesinden başka bir şey değil.
ulan amına koyim adamlar gözümüzün içine baka baka cahil muamelesi falan yapıyorlar. sayıştay'ın görevini söylemişiz, olayın ne olduğunu söylemişiz, olay eğer suçsa galatasaray'a asla bir ilgisinin olmamasını söylemişiz, eğer suçsa bir tane galatasaray taraftarının arkasında durmayacağını, yavşaklığı savunmayacağını söylemişiz, ısrar edince de "ulan amına koyim, senin başkanının, yöneticilerinin yemediği nane kalmamış, hem de senin kulübünde yöneticiyken yemiş tüm bu naneleri" diyoruz da bununla da taşak geçiyorlar.
ünal aysal olmayan bir malı mı satmış? bir sözleşme yapılmış ve o sözleşmeye karşılıklı imzalar atılmış. sonra sayıştay çıkıp demiş ki "ulan resmen kazık yemişiz, çok pahalı" eee bu dolandırıcılık mı oluyor yani... hay sikeyim böyle aşkın ızdırabını.
olay basit; kelime oyunları. karşındakiyle taşak geçerek dışarıya haklı gösterme çabası. ulan bunların yöneticileri de bunu yapmıyor mu? nihat özdemir galatasaray'ın şampiyon olduğu gece için "yalan söylüyorlar, kupayı aldıklarında ışıklar açıktı" demedi mi amına koyim. hep böyle işte... neyse, tamam sakinim. *
galatasaraydır. hani şu renkleri sarı kırmızı olan. drogbalar sneijderler eboueler buraklar selçuklar amrabadlar beleş mi geliyor? yoksa sizi çok seven ünal aysal kendi cebinden mi veriyor.