iktidarın ve ona yakın çevrelerin son günlerde sıkça dillendirdikleri sistem.
alışıldığı üzere erdoğanın kafasında birşey varsa önce bir kaç bakan, milletvekili dillendirmeye başlıyor, ardından iktidarın şakşakçısı olan gazeteciler tartışmaya başlıyor.
amaç halkı psikolojik olarak hazırlamak.
amerika da varmışmış. avrupaya ne oldu hacı amca? çok sevdiğiniz arap ülkelerine ne oldu?
çıkardıkları boktan bir şey olursa dünyada bunu uygulayan başka bir ülke buluyorlar, sonra 'uganda da böyle yapıyor'.
amaç belli; ülkeyi yıllarca aynı düşünce sistemine mahkum etmek.
toplumların genleri vardır. on yıllarca hatta bazı halklar için yüzyıllarca yaşadıkları, öğrendikleri, kanıksadıkları ve nihayetinde değiştiremeyecekleri..
başkanlık sistemi, bizim topraklarımız için tehlikelidir. çünkü biz tek adamı beklemeyi ezber etmişiz. padişahlıkla yönetilen yüzyıllar.. sonra o perişan halimizden sonra atatürkte bulmuşuz çareyi.
sonrasında da hep yeni bir atatürkü bekler olmuşuz. menderes, özal, erdoğan..
başkanlık bizim için çok tehlikeli bir sistemdir. demokrasi kültürü gelişmemiş, devleti kutsayan bir gelenekten gelen, itaat etmekte üstüne olmayan, "devlet baba"sı alenen götünden sikse bile şükreden, iyi ya da kötü güçlü bir tek adam için yanıp tutuşan kalabalık için, bizim için çok tehlikelidir bu sistem.
hükümetimizin yıllar evvelinden planlayıp, ortamı ona göre hazırlamak için bir hayli emek verdiği ve sonunda yüzüp yüzüp kuyruğuna geldiği sistemdir.
şimdiki başbakanımız'ın ba'sı düşecek, başkan olacak.
sonra fark eden bir şey olmayacak, aynı sistemi daha da güçlü ve rahatça yürütecekler.
zaman kelime oyunları ve bir parmak bal ile halkıma kabullendirme zamanıdır.
(bkz: bindik bir alamete gedeyoz gıyamete)
uygun zamanda uygulandiginda ulkenin siyasal anlamdaki bircok sorununu halledecek ve bircok konuda kolaylik saglayacak sistemdir ancak onemli olan uygun zamanin bulunabilmesidir.
her şeyi bilen insanımız tarafından elbette yorumlanmaya açık sistemdir.sözlük yazarları da insanımız içinden olduğu için yüzeysel ve sert yorumlar yapmakta çekinmemekteler.
bdp yi içinde barındıran bir chp ve mhp yi içine almış bir akp, cumhuriyetçileri ve demokratları oluşturur. artık geçilmesi kesin olan sistemdir ve bu süreç de uzun olmayacaktır. amerikan taşeronluğundan kurtulabilme umutları da son bulmuş olacaktır bu sistemle. belki de amaç budur.
yıllarca saçma koalisyonlardan çeken bir ülke için istenmemesi çok garip. liberal demokrasilerin olmazsa olmazıdır. türkiyeyi ileri götürecek bir sistem.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan uzun süreden beri başkanlık sistemini gündemde tutmaktadır. Başkanlık sisteminin demokrasi dışı bir sistem olmadığını, çift parlamentosunun bulunduğunu vurgulamaktadır. Avrupada şu anda yaşanan siyasi ve ekonomik krizi koalisyon hükümetlerine bağlamakta ve onları istikrarsızlığa sürüklediğini anlatmaktadır. Türkiyenin şu andaki ekonomik ve siyasi istikrarını bu tip koalisyonlara sahip olmaması sayesinde edindiğinin altını çizmektedir. Başbakan Erdoğanın başkanlık sistemine sıcak baktığı açıktır. Ancak asıl amaçlarının dört partinin de ortak kararını yansıtmak olduğunu dile getirmiştir birçok programda. Başkanlık sistemiyle daha istikrarlı bir yapıya kavuşulacağının açık olduğunu belirtmektedir. Ancak Recep Tayyip Erdoğan, CHP ve MHPnin halka yanlış aksettirdiğini düşünmektedir. Bu sebeple AKP, Süleyman Soylunun hazırladığı bir taslakla başkanlık sistemini 17 ilde
Taslak AKP'ye sonradan katılan Soylu'ya ait..
Taslak AKPye sonradan katılan Soyluya ait..
halka empoze etmeye başlamıştır. Ak Parti merkezinden yapılan açıklamaya göre, Başkanlık sistemini ülkemizin geleceği için en uygun hükümet sistemi olacağı düşüncesiyle; teşkilatlarımızı, partilerimizi ve vatandaşlarımızı bilgilendirmek amacıyla Başkanlık Sistemini tanıtmak ve anlatmak için toplantılar, sempozyumlar, paneller düzenlenecektir. Bu çerçevede 17 ilimizde 17 Mart 2013 Pazar günü saat 13.00′te düzenlenecek toplantılarda; konunun uzmanı akademisyenler tarafından Başkanlık Sistemi anlatılacaktır. Toplantılarımıza partimin il ve ilçe teşkilatları ile Kadın ve Gençlik Kolları il ve ilçe teşkilatları, Belediye Başkanları, il Genel Meclis Üyeleri ve Belediye Meclis Üyeleri katılacaktır. Erdoğan, Amerikan Başkanlık sisteminin benimsenebileceğini bu sisteminde demokratik olduğunu her fırsatta dile getirmiştir.
Bu noktada başkanlık sistemine ve Türkiyeye uygunluğuna bir göz atalım. Başkanlık sistemi, yasama, yürütme ve yargı organları arasında kesin bir ayrıma ve dengeye dayanan, yasama ve yargı organlarının demokratik denetimi içinde, yürütmenin iktidar olanaklarını genişleten bir hükümet sistemidir. ABD, Güney Kore, Ermenistan, Kıbrıs, Afganistan gibi ülkeler bu sistemi uygulamaktadırlar. Başkanlık sisteminin temel özellikleri şunlardır:
A)Başkan, halk tarafından doğrudan ve dolaylı olarak belirli bir süre için seçilir. Bu süre hiçbir biçimde parlamento tarafından kısaltılamaz ve fesh edilemez.
B) Kuvvetler ayrılığı kesin bir biçimde uygulanır. Devlet organlarının eşgüdüm içinde aksamadan çalışması için fren ve denge sistemiyle organların yetki ve güç suistimali engellenir..
C) Hükümet üyeleri başkan tarafından seçilir ve azledilir. Başkan hükümet üyelerinin düşüncelerine uymak zorunda değildir. Hükümet üyeleri yasama organı içinden Başkan tarafından seçilebilir ancak seçildikten sonra yasama organı üyeliklerini sürdüremezler.
D) Devlet başkanı , hükümet başkanı ayrımı yoktur.
E) Başkan görevi ile ilgili işlerden dolayı sorumsuzdur.
Başkanlık sisteminin iyi işlemesi için gerekli olduğu ileri sürülen koşullar şunlardır:
I)Başkanın yasama organını feshetme yetkisi olmamalıdır.
II)Başkana yasaları veto edebilme hakkı tanınmalıdır. Başkanın vetosu da yasama organının özel çoğunluğu tarafından aşılabilmelidir. Örneğin 3/5 veya 2/3 gibi.
III) Başkan yasama organının üyesi olmamalıdır.
Bütün bunlara bakıldığında başkanlık sisteminin istikrar ve düzen için daha mantıklı olduğu düşünülebilir. Ancak başkanlık sisteminde bazı riskler bulunmaktadır. Başkanlık sistemlerinde sağ ve sol merkez partileri biçiminde iki siyasal parti ortaya çıkmaktadır ki bu durum zaten seçim barajıyla sesi kısılan demokrasinin, azaltılan çeşitliliğin ve çok sesliliğin daha da kötüleştirilmesine neden olabilir. Bu noktada demokrasiden kopma gerçekleşebilir. Her ne olursa olsun gözünü karartan Ak Parti üyeleri çalışmalarına hızlı başladı. Bu çalışmalara başlamak bile sistemin geleceğinin bir kanıtıdır. Diğer parti liderleri de yapay gündemlerle oyalandıkları için seslerini gür bir şekilde duyamıyoruz, bu da Ak Parti çalışmalarına destek oluyor diyebiliriz. Başkanlık sisteminin getirilmeye çalışıldığı açıktır. Türkiyede ABD gibi iyi bir düzende mi işleyecek, anayasaya ithal edilen kanunlara mı benzeyecek yoksa vatana millete hayır mı getirecek bunu zaman gösterecektir.