Hiç bir anayasa maddesi olmadan, gelen istikrar erken seçimlerinde önüne geçiyor. Bu tarz onlarca olumlu etkisi var ve sıfır olumsuz etki. Neden gerekli olmasın ? Bir ülkenin ayağına sıkmak istersen erken seçime sokmak yeterli eski sistemde.
gerekli falan değil. bir boka da yaramayacaktır. iyi bir lider eğer ülkenin durumu stabilse ki malum parti döneminde çok uzun bir süre stabildi, her düzende optimum şartları sağlamalı. düşünün eğer osmanlı padişahlarının tümü yükselme dönemindeki padişahlar kadar yetenekli olsaydı rejim değişikliğine gerek kalmayacaktı.
eğer başkanlığı zaten şimdiki en tepedeki insan değil de başka biri getirmeye çalışsaydı bi nebze mantıklı olabilirdi.
ardından gelenler yaptıklarını ortaya dökecekler diye koltuğu kendisine dokunmayacak birine bırakmaya çalışıyor. başka bir açıklaması olamaz.
çünkü yetmiyor. para yetmiyor, güç yetmiyor, otorite yetmiyor, gemiler yetmiyor, istediğini içeriye atmak, istediğine yetki vermek, istediğini harcamak yetmiyor. istediğine fetöcü, istediğine pkklı, istediğine terörist demek yetmiyor. istediği zaman hepsiyle kucak kucağa olmak, istediği zaman hepsini def etmek yetmiyor. başta yapması gerektiği işi sonda yapmak, başta böyle yap diyenlere "hadi ordan" demek, sonra da "kandırıldım deyip sıyrılmak yetmiyor.
Çünkü uzun adam istiyor. Eğer o yarı başkanlık, kabile sistemi, aristokratik monarşi, anarşik düzen isteseydi o gerekli olurdu. Misal ben sığırım, bu yüzden çok istiyorum Başkanlığı.
Uzun öyle istiyor deseler yeter. Çünkü vadettikleri güzelliklerin hepsinin altı boş. Destekleyecek enstrümanları yok.
Zira darbe yasası dedikleri anayasayla bile halka zulmediyorlar. Yenisiyle ne kadar baskı kurarlar düşünemiyorum.
Torba yasalarla zaten bir çok yasayı yamalı dona çevirdiler.
Resmi gazetede yayınlandıktan 1 ay sonra yasa maddesi değiştiren insanların anayasa yapması ne kadar mantıklı?
Ya da hayatı çelişkilerle ve "kandırılmalarla" dolu bir insanın başkan olması ne kadar doğru?
Başkanlık sistemi ülkenin eyalet sistemiyle yönetildiği ABD örneğidir bunun amacı kuşkusuz doğuyu bırakmaktır buda Can'ımızı yakıyor 30 kupona alınmadı bu vatan kanla alındı .
Başkanlık sistemini amerikadaki gibi sananlar var hatta başkanlık sistemini bilmeyen bile var. Hatta ve hatta başkanlık sistemini bilmeyen akp'li sayısı diğer seçmenlerden daha çoktur.
Şöyleki, dünyada üzerindeki ekonomisi, welfare rate dediğimim refah oranı, askeri konusunda gelişmiş, küresel siyasette söz sahibi olan, gelişmiş ülkerin hepsi başkanlık sistemine sahiptir. Örneğin; ABD, Rusya, Almanya'dır. Bizde eskiden olduğumuz gibi şimdide eskisi gibi siyasette söz sahibi olmak, ülkede refah seviyesi yüksek olarak yaşamak, ekonomide gelişmek istersek başkanlık sistemine geçmeliyiz.
parlamenter rejimin sürekli sistemi tıkamasından dolayı ve gerçek demokrasiyi sağlamamasından dolayı.
ulan denyolar adam yüzde 49,5 la isterse tüm anayasayı değiştirebilir. başkanlığa geçin bitsin bu denyoluk.
Birincisi özerklik için. ikincisi amerika ülkeyi daha iyi yönetmesi için. Üçüncüsü tek lider dikta yönetimi olması için. Ben üç tane saydım. Ekonomiğe katkısı olacak diyeni ben şey yapıyım.
Türkiye’nin gündeminde başkanlık sisteminin olduğu, Cumhurbaşkanı'nın, önceki gün yasama, yürütme ve yargı başkanları ile bir araya geldiğinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları dile getirdi: "Önce şu soruyu soralım. Türkiye rejim değişikliğine hazır mı, değil mi? Biz cumhuriyeti nasıl kurduk, parlamenter sistemi nasıl kurduk, bunun tarihini biliyor muyuz? 150 yıllık parlamenter sistem deneyimimiz var. 150 yıl. Şimdi 150 yıllık defteri kapatacağız yeni bir sayfa açacağız. Kimin için? Halk için mi? Hayır. Halk parlamenter sistemden şikayet ediyor mu? Parlamenter sistemin artısı, eksisi nedir oturup masaya tartıştık mı? Eksileri varsa eksilerini gidermek için oturup çalıştık mı? Hayır. Şu anda Türk siyasetinin en temel sorunu nedir? En temel sorunu Türk siyasetinin kirlenmişliğidir. Siz hırsızları siyasetten arındırdınız mı? Onları Parlamento'dan attınız mı? Sistemin dışına çıkardınız mı? Halkı soymaktan kurtardınız mı? Kurtarmadınız. Adına ne derseniz deyin olmaz. Önce bunu yapacaksınız. Bunu yapmak için yola çıktınız mı? Hayır. Ne demek başkanlık sistemi? Mesela ben merak ediyorum ne demek? illa Erdoğan’a göre bir rejim mi oluşturacağız biz? Parlamenter sistem var, 150 yıllık deneyimimiz var. Aksayan yönleri var mı? Elbette var, ben de biliyorum. Giderebilir miyiz? Elbette giderebiliriz. 150 yıllık bir deneyimi çöpe atacaksınız, hiç bilmediğimiz bir sisteme geçeceğiz birisinin keyfi olacak diye."
ya biraz tartışılır bir konu başkanlık sistemi ama benim kendi görüşüm.
Türkiye’ye bu sistemin uymayacağı geçmişte tartışılıp karara bağlanmıştı. 2002 seçiminden önce de bu tartışma yaşandı ve seçimden sonra bu proje ertelendi. Bu sistem Türkiye’ye uymaz. Sistem Türkiye’ye demokratik bir siyasal yaşam getiremez. Ne gelenek olarak, ne siyasal, ne kültürel açıdan ne de toplumdaki şu andaki polarizasyon açısından Türkiye’de böyle bir sistem işlemez. Var olan bölünmeleri arttırarak çok ciddi çatışmalara neden olur. Bir kere Başkanlık sistemi dendiği zaman demokratik işlerlik gösteren bir tek örnek var.
O da ABD. Ama ABD’ye baktığımız zaman onların siyasal sistemi ile Türkiye’nin mevcut siyasi sistemi kökten farklı. Aklımıza gelmesi gereken şey şudur; ABD bir federal sistemdir. Türkiye’de başkanlık sistemine geçişle federal sisteme geçişin adımı mı atılıyor? Bu konu öyle akla geldiği zaman telaffuz edilecek kadar basit bir konu değil. Asıl endişe verici olan bu. Bu konuda önce derinlemesine inceleme ve değerlendirmeler yapmak lâzım.
"Türkiye'de başkanlık sistemi kesinlikle olamaz. Çünkü savunanlar bu sistemin ne olduğunu bilmiyorlar. Bilmedikleri sistemi nasıl getirecekler. Erdoğan, başkanlık sistemine gerekçe olarak yargının atamalara müdahale etmesini gösteriyor. Başkanlık olunca müdahale edemeyecek mi? Başkanlık sistemi güçlü bir icra yaratır, ama başkanın eline yasama ve yargıyı vermez. Tersine üç erki birbirinden kesin hatları ile ayırır. Çoğunluk iktidarı parlamenter sistemde başkanlığa göre daha güçlüdür. Çünkü seçimi kazanan hem icrayı hem de yasamayı kontrol eder. Aklı başında birinin Erdoğan'a başkanlık sisteminin yasama ve yargının başkana bağlanması olmadığını anlatması lâzım. Denge-fren mekanizması Başkanlık sisteminde daha güçlü işler. Neticede başkanlık sistemi de demokratik bir sistemdir; ancak Erdoğan ayrı bir yargının, ayrı bir yasamanın mevcut olmadığı bir sistemi savunuyor. Bunun adı başkanlık değil diktatörlük veya tiranlıktır. ingiltere kraliçesi başkan gibi diyen bir cumhurbaşkanının görev yaptığı ülkeye bütün dünya güler. G 20'nin yarısı değil sadece 6'sı başkanlıkla yönetiliyor.
ABD örneği her zaman yanlış bir örnektir. ABD başkanı sadece savunma ve dışişleri konusunda yetkili, diğer bütün yetkiler federe devletlerde. ABD sistemi Türkiye'ye gelse, devlet başkanı Yalova kaymakamından biraz hallice olur. Federal sistem dışında ABD sistemi işletilemez. Bir devlette üç kuvvet bulunur. Şayet icra yasamadan bağımsız olacaksa, başkanlık sistemi, yürütme ve yasama tek eldeyse parlamenter sistem. Yargı her halükarda ikisinden de bağımsızdır. Yargının bağımsız olmadığı bir devlet hukuk devleti de değildir demokratik de değildir. "
Otoriter rejime olan eğilim: Siyaset bilimciler ve akademisyenler tarafından istikrarlı olmadığı ve demokratik olmayan bir sistem yaratma riskinin bulunduğu nedeniyle eleştiriliyor.
Kuvvetler ayrılığı: Bazı durumlarda devletin değişik organları arasında istenmeyen tıkanıklara neden olabileceği belirtiliyor.
Başkanlık değişiminde engeller: Başkan olan kişinin 4 yıllık görev süresi dolmadan başkanlıktan uzaklaştırılmasının çok zor olması bir başka eleştiri konusu.
Ülkelerin siyasi geleneklerine göre farklılıklar: Bazı siyaset bilimcilere göre başkanlık sisteminin tamamen kendisine özgü şartları olan ABD dışında, istikrarlı bir demokrasi yarattığı görülmemektedir.
Klasik parlamenter rejim Cumhurbaşkanına sembolik görevler yüklediği halde, yarı başkanlık sisteminde yetki sahası daha geniştir. Örneğin meclisi dağıtabilme, referandum isteyebilme, anayasa konseyi üyelerini atama ve anayasanın 16 maddesi gereği olağanüstü durum ilan ederek yasama, yürütme ve hatta yargı gücünü elinde toplayabilmektedir. Cumhurbaşkanı, dış politika ve savunma konularında da ağırlığa sahiptir.
7 yıl için seçilen Cumhurbaşkanı vatana ihanet dışında mutlak bir sorumsuzluk taşımaktadır. Yasaları onaylayan Parlamento, hükümeti denetleme ve düşürebilme yetkisine sahip olduğu halde, Cumhurbaşkanına karşı denetleme yönünden her hangi bir yetkisi yoktur.