başkan bey gibiler atatürk yaşarken kaçacak delik aramışlardı ve sktir olup gitmişlerdi.şimdi hayatta olmamasından yararlanıp anca arkasından böyle seviyesiz ve eziklik dolu fıkralar üretirler.ama bilmezler ki bir değil bu fıkra gibi bin tane fıkra anlatsalar atatürk aynı atatürktür,klasından büyüklüğünden gram kaybetmez.ilkokuldaki küçücük çocuklar bile onun resimleriyle sevgisiyle büyür.onun kahramanlığıyla kendilerini güvende hisseder.ve başkan bey gibi gerzekler bilmezler ki atatürk bizimdir,hep kalbimizdedir.bu gerzekler de ancak hayal dünyalarında görebilirler ulu önderi.bilmezler ki bu topraklarda aldıkları nefesi atatürk'e borçludurlar.
akp'ye her seçimde oy veren biri olarak o belediye başkanının fıkrasını zikeyim.iş atatürk olayı olmasa bile bir kere rezalet bir fıkra.ayrıca anlattında ne oldu be ey dürzü götün kemalemi erdi.şu amınakodomunu ülkesinde hiçbirşeyin ortası olmazmı ya.hem atatürkü sevip hem dinini yaşayan yokmu bu ülkede.
ne yaptı size atatürk allahın belaları.ben atatürkün yerinde olsam kurtarmazdım bu ülkeyi.geberin amına koyayım der bi sigara yakardım üstüne.
fındık kadar beyni olmayan niyeti belli çevrelerin cahil halka atatürk'ü küçük göstermek, onlara karşı atatürk'ü aşağılamak amaçlı ürettiği senaryodur.
ne aydın'da böyle bir efe vardır ne de tüm ege'de...
hadi diyelim ki böyle bir efe var, hadi sonuna kadar küçümsediniz atatürk'ü be kuş beyinliler. atatürk rakıyı dahi salt beyaz leblebi ile içen bir kişi iken türk kahvesini nasıl şekerli içer bunu düşünmez misiniz?
atatürk türk kahvesini sade içer, kahvenin de tadına varmayı bilirdi, tıpkı rakının tadına varmayı bildiği gibi...
mustafa kemal'in, tarihin seyrini değiştiren azameti altında ezilen bir başkanın, can havliyle; o'nu kıraathane sohbetlerinin alay konusu haline getirip ahalinin gözünde küçük düşürme çabasından ibarettir.
bu tür kendini bilmezler,
cumhuriyet tarihi'nin çeşitli dönemlerinde adeta bir yaban otu gibi bitmiş, hızla büyümüş, onun-bunun ayağına dolanmış ve susuz kaldıkları yaz dönemlerinde tohumlarını toprağa dökerek kuruyup gitmişlerdir. bir daha yeşerip büyüyebilmeleri içinse uygun iklim koşullarının oluşması gerekmiştir.
bu topraklar üzerinde yaban otu istenmiyor ise kullanılacak zirai ilacın bileşimini değiştirmek gerektiği açıktır. zira, bileşimi çok çok eski yıllara dayalı bu ilaç yaban otlarının bağışıklık sistemini çökertmeğe, artık! yetmemektedir.
kendi öz değerlerine saldırarak mizah yapmak, gülmek güldürmeyi ummak ne büyük bir zavallılıktır. bunu belli bir yer işgal eden, üstelik seçilmiş birinden duymak ne büyük bir talihsizliktir. üstelik malum efenin tasavvur ettiği kişlerin binlercesi onun arkasından yürüyerek dünyalarını feda etmişlerdir. bu gerçek nasıl göz ardı edilir. bir kaç adi kahkahaya bunlar mı malzeme yapılmalıydı? yazık hepimize. yazık değerlerine sahip çıkmayı bilmeyen yığınlara.
zamanında askerlerin derdini dinleyip, onlarla sık zaman geçirdiği içinde ibne diyorlardı atatürk'e. bilmiyorum var bir sıkıntıları hani atatürk analarına, bacılarına bişey mi yaptı bilmiyorum.
kendisine daha güzel bir fıkra anlatmak gereklidir. şöyle ki;
zaman öyle bir zamandır ki artık ABD Türkiye arası ilişkiler iyice bir yarış haline gelmiştir. Bir gün george bush(günümüz versiyonu obama) tayyip'le konuşurken "artık bilimde öyle bir noktaya geldik ki ölüyü bile diriltebiliyoruz." demiş. tayyip de hiç geri kalır mı? o da aklına geldiği gibi "biz de 5 kilometreyi 1 saniyede koşabilmenin yolunu bulduk!" demiş. bush da büyük bir şaşkınlıkla "ozaman 10 gün sonra türkiye'ye yapacağım ziyarette bu yeni gelişmeleri birbirimize gösteririz değil mi? bu sorun olmaz herhalde?" demiş. tayyip de sorun olmayacağını hatta ölüyü diriltişlerini görmek için sabırsızlandıklarını belirtmiş. günlerce kara kara düşünen tayyip rezil olacağının farkında bir durumda gördüğü herkese akıl danışıyormuş fakat kimse bir çözüm öneremiyormuş. bir yandan ölüyü dirilteceklerine inanmıyor diğer yandan da öyle bir durumda nekadar küçük düşeceğini düşünüyormuş. bush'un ziyaretine 1 gün kala pek konuşmadığı yardımcılarından birine durumu anlatmış. yardımcı bir süre düşündükten sonra "eh sayın başbakan bunda zorlanacak ne var ki? sayın bush'u anıtkabir'e davet edin ve atatürk'ü diriltmesini isteyin. şayet diriltemezse o rezil olur, eğer diriltebilirse merak etmeyin siz zaten 5 kmyi 1 saniyede koşarsınız." demiş...*
kimseyi sevmek zorunda degilsin ama insan olarak dogduysan eger; insan olmak zorundasin,degilsen bile insan taklidi yapmalisin. baskanin istedigi o bolgeye yunan komutan gelsin. o zaman rahatlardi bazi yerleri.
güzel fıkra sözlük .. şöyle bakalım olaya, sen de bu kadar efe, yörük, dadaş vs varken ( kimse alınmasın) kalkıpta bir ibne dediğin varlık senin halkını bir kaç emperyalist, sömürgeciden kurtarıyorsa bu senin ibneliğindir, korkaklığındır ( biz ne deriz mahalle arasında korkaklara falan ). bir arkadaş bahsetmiş entrysinde " ibnelik bu kadar mı aşağılanacak bir şey" .. niye aşağılanıyorsun kardeşim, bir halkı kurtaran adama deniliyor bu cümle .. varsın ibne denilsin o adama. biz onun cinsel tercihi ile ilgilenmiyoruz. ona ata dememizin sebebi bizi bir sürü ibnelikten, kora kor savaşarak kurtarması ..kalksın bunu anlatan kahraman, bir seferde onaltı karı siken iktidarı yüksek kardeşim ve ahvali, çanakkalede, trablusgarpta, sakarya da bir gün geçirsin .. götlerine vurmadan kaçarlardı, ingiliz bayraklı tümenlere ki; götlerine vurmadan kaçmalarının sebebi,kızarmasın kıçımız sonra bize ibne derler .. ibnelik götten değil yürekten belli olur kaypak herifler ..ibne belli.. ata sizin tabirinizle cinsel tercihini kullanmış bir adam siz ve sizin eşrafınız ( şeyh sait, çerkez ethem ve hatta saidi nursi ),12 lik kızlarda egonuzu tatmin etmiş birer pedofili düşkünüsünüz ..
ama kesin olarak dinlenmedikten, ispatlanmadiktan ötürü inanmaninda gereksiz oldugu bir idda !
cünkü biliyoruzki emin cölasan ve türevleri olmadik seyler söyleyip kendi düsüncesi disinda olanlara her türlü iftira atmaktan cekinmeyen bilakis zevk alan kisiliktedirler.
ayrica bir grubun ki bu akp ise eger, o partiyi kuran, o partiye oy veren kisilere sadece bir ya da birkac kisinin cürüklügünü/densizligini hepsine mal etmek daha bir dallamaliktir.
inanclar ile alay etmek ne kadar embesilce ise (misal, ankara amblemine kubbeli, mubbeli demek - konula alakali entryde mevzuu bahis odugu icin-) bir ülkenin deger verdigi bir insana hakarette o denli aptalliktir.
elestirmek ile hakareti ayirmak gerek.
edito: anlasildigi kadariyla, konu kesinlige kavusturulmus, ancak bilgi- fikir olayina direk dalanlarin dana öncesinde irdeledikleri entry tamamiyle okusa daha bi hos olur.
gerçekten de ege bölgesinde bilinen bir fırkradır lakin fıkradaki şekerli kahveyi eşcinseler içer olayı başkanın sallamasıdır; öyle bir bölüm yoktur, kendisini şekerli kahve içmeye bekleriz.
akp'lileri zaten biliyoruz ancak buna o ortamdaki insanların gülmesinin çok acı olduğu fıkra.* Atatürk gibi bir insanın arkasından böyle edepsiz fıkralar anlatan, espriler yapan ve bunlara gülen insanlara yazıklar olsun! bu insanlara hatırlatırım ki eğer Atatürk olmasaydı böyle ihanet edebilecekleri bir ülke olmayacaktı! Apo'ya sayın diyen, üstüne bir de Atatürk'e hakaret eden bu insanları destekleyen şahısların, neye dayanarak bunu yaptıklarını merak ediyorum, aa ama tabii bütün bunları yapan insanlar cahilleri kandırmasını çok iyi biliyor, bunu unutmamak gerek. ama şunu bilsinler ki Atatürk'ün emanetlerine ihanet edenler sonunda cezasını bulacaktır.
bu kadar din sömürüsünün üzerine bir de ölünün arkasından konuşmak gibi bir terbiyesizliği yapan akp'nin gerçek yüzü tam anlamıyla ortaya çıkmıştır. biz ne kadar yazarsak yazalım ulusal kanalların ve gazetelerin büyük bir kısmı akp yandaşlarının elinde ya da devlete bağlı. bu yayın organları zaten bunları vermez. koşulsuz akp^yi destekleyenler akp'yi eleştiren yayınlar zaten okumaz. mahalle ağızı ile konuşan kabinemiz, apoya sayın, şehitlere kelle diye anan bir başbakanımız var. allah sonumuzu hayır eylesin.*
1. yüce önder atatürk'e hakaratten internet sitesi youtube'a kapatma cezası verildi. adillik açısından bu fıkraya, ve anlatan adama (!?) da ceza verilmelidir.
2. adam ta avrupa'da yok bilmem nerede, "ermeni soykırımı yok" diyince o kadar para cezası veriliyor, verildi. bizde neden böyle bir ceza verilmiyor. yoksa bu fıkrayı anlatan adam akp'li olduğu için mi?
3. başbakan halka, orduya ve devlete hakaret etmeyi biliyor ve her fırsatta gerek söyledikleri ile gerekse icraatları ile çok güzel hakaret edip dalgasını geçiyor. kendileri yüce önder atatürk'e karşı edilmiş bu hakareti de kendi partisinin bir üyesine yakıştırıyor olmalı.
4. bu fıkrada bir efe geçiyor. eğer o adam bir efeyse ülkesini kurtarmış bir insana böyle demez, diyemez.
5. bu insanlar bilmelilerdir ki, atatürk'ü ve onu sevenleri, onu sevenlerin atatürk ve devlet sevgisini, onun yolundan gidenleri ve -tabii ki- yüce TÜRK devletini yok edemeyeceklerdir.
neden hep akp'den böyle çürüklerin çıktığını tekrar düşünmeyi gerektiren * fıkra.
oy vereni cennete götüren, başbakanlık konutu'nda şeyhleri ağırlayan necmettin erbakan'ın görüşünden -milli görüş- gelen ve laikliği dinsizlik olarak gören, 10 kasım'da ayakta durmayı sap gibi durmak olarak gören bir tayyipe sahip akp'nin kadrolarının ne kadar aydın, kemalist olduğunu gösteren bir fıkradır ve.
iktidarın kimlerin elinde olduğunun kanıtı. bugün ata'mız hakkında böyle düşünen bir başkanın bırakın çekmece'ye patronunun türkiye'ye yararı ne olabilir ki. diye düşündüren konu.
bu insanlara hosgorunun h sini gostermemiz gerektigini gosteren olay. en kucuk acikta kendilerini gosteriyorlar. birde sonra da anitkabire celenk koymus bu yaratik.