zıçtığınızın resmi olan durumdur. peki biz doya doya yaşıyoruz da napıyoruz diye merak ederseniz bütün gün bir ekran bir klavyeyle threesome yaparak ömür tüketiyoruz efenim.
bir kere geldiğimiz, geçen her saniyenin geri gelmediği bu galakside kendi hayatını başkalarına kurban etmektir. üzerimizde söz sahibi olduğunu sanan insanlara imkan vermek, onların amcık amcık takıntıları** için yaşantımızı onlara göre yönlendirmektir. onların yersiz kaygılarını yok etmek için kendimizi mahkum etmek, onların bizim üstümüzden edindiği mutlulukla yetinmektir. hayatın en leş şeylerinden biri olmaya adaydır bu durum. bu memleketin insanı da başkası üstünde baskı kurmaya veya üstünde baskı kurulan kişiler de boyun eğmeye çok meraklıdırlar. aile için okula gidilir, aile seçti diye müslüman olunur, okulda arkadaş için sevdiği insanla beraber olamaz. sonra büyür başkasını sever aile istemedi diye onla birlikte olamaz, ayılır. o sırada ailesi ona başkasını bulur, aileye güven sonsuz olduğu için kabul edilir, aile için güzel bir okul okunmuştur. şanslıysa bu eziyetten kurtulur sevdiğine kavuşur, aileyı utandırmamak için onu öpemez yatamaz kalkamaz. evlenir, sonra aşkı biter ama elalem ne der diye boşanamaz vesaire vesaire. takılın amk, siz mutluysanız başkaları götüne buz soksun lütfen.
mahale baskısı da denir bu duruma. elalem ne der yok böyle yapsak ayıplar mı yok böyle yaparsak konuşurlar mı diye ömür geçiren nice insan var. ülkemizin ayıp bir gerçeği.
sizinle alakası olmayan insanların sizin hayatınıza dolaylı yoldan müdahale etmesi ve sizin bu sebeple otokontrolünüzün seviyesini bir tık daha arttırmanıza ve yapacağınız her eylemden önce tereddüte düşmenize sebebiyet veren durum. derhal vazgeçmelidir insan bu kabullenmişlikten. baskıyı kırmanın en iyi yolu sakin kalmaktır. etrafınızdaki insanlara kendinizi kabul ettirmek zorunluluğu hissetmeyin. zamanla buna alışacaklardır. bir kere taviz verirseniz hep onların ne dediğine göre yaşamak zorunda kalırsınız.
sozum meclisten disari degil direkt malliktir.
zamanla koyun olup baskalarinin buyruklarina gore yasar.
kendi dusunemez baskalarinin fikirleriyle zihniyetini temellendirir.
yaşadığımız toplum düzeninde insanların fazlasıyla yaşadığı korkudur. şu saatte dışarı çıkacağım o ne der, bunu giyeceğim bu ne der derken hayatını hep kaçıran, doya doya yaşayamayan insanlar var. elalem ne der diye yaşanmamalı bu hayat. bu hayat bizim, kendimizin ve başkaları bizim ne yaptığımıza, ne şekilde yaşadığımıza ne karışır kime ne? kimin ne haddine?
Başkaları bu sefer de 'sakin, efendi, etkisiz adam' diyeceği için boş yere y apılan bir feragattir. Her şekilde duyacağınız bir lafı istediklerinizi gerçekleştirerek duyun bari.
özgüvenin düşük olmasından kaynaklanan bir sorundur.
kapalı toplumlarda daha sık görülür. zamanla insanı kendinden uzaklaştıran tehlikeli bir problem haline gelebilir. kişi kendini ifade edememenin ve olduğu gibi görünememesinin sonucunda kaba kuvvete dayalı dışa vurum sergileyebilir.