her ne kadar saçma sapan bir düşünce gibi görülse de hemen her erkek bünyenin en az bir kere içine düştüğü düşünceler yumağıdır.sanki her uzun otobüs yolculuğu bir sex serüveni, bir aşk başlangıcı olmak zorundaymış gibi uzun otobüs yolculuklarına garip bir heyecanla başlar söz konusu bünye.
ancak kişi otobüse ilk adım attığında çalışan radarlar otobüste hiçte dikkate değer bir dişi olmadığını tespit ettikten sonra hayal kırıklığı yaşasa da asla kaybetmez ümidini.mola vermek için durulan yerlerde, terminallerde hep diğer otobüsün kızlarının daha güzel olduğu, o otobüsün kızlarının direkt teklif ettiği düşüncesiyle er kişi yer bitirir kendini.
bu ümitle molalarda kabız danalar gibi terminal ya da tesis içinde dolaşılır, acaba iş çıkar mı sorusuyla karşılaşılan her hatun bünyenin gözlerine deriiin derin bakılır.
üzüntü duyulmaması gereken hadisedir. çünkü o otobüsün içindeki kızlar ne kadar güzel olurlarsa olsunlar, inecekleri durak geldiği vakit teker teker arkalarına bakmadan çeker giderler. bu yüzdendir ki "benim otobüsteki kızlar güzel değil, tüh öbür otobüstekiler daha güzel" diye hayıflanmak, üzülmek boşunadır.
"otobüsün arkasında her zaman daha güzel kızlar vardır" felsefesi yalan olunca, omuz kapıya yaslanır ve yandan geçen diğer otobüslerin içi kesilmeye başlar. e-5 hattındaysanız çok bi değişiklik yoktur diğer otobüslerde, ancak e-5ten gidip minibüs yoluna veya sahile iniyorsanız yandınız demektir, çünkü sahilden giden otobüslerin kızları harbiden güzeldir.