"hayat o kadar zor mu
atılırmıyız oyundan benzemezsek onlara?"
evet, oyundan atılmışlar onlar, alışılmısın dışındaki aşklarıyla. ama birlikte oynayacak bir oyuna ihtiyaçları da yoktu ki. birbirlerinindi bakıştan anlamak yetmişti; gerisi işaret dili, yazışmalar vs. sadece konuşmaktı yani teferruat.
Başka Dilde Aşk, 18 Aralık 2009'da vizyona giren Türk filmi. Saadet Işıl Aksoy, Mert Fırat ve Lale Mansur'un başrollerini oynadığı eserin yönetmenliğini ilksen Başarır yapmaktadır. isaret dili
mesafeleri, maddiyatı, aileyi bahane edip öldürülen tüm ilişkilere kapak niyetindeki filmdir. siz uzun yolları koydunuz araya... o ağzını bile açmadan sevdi... fena aşka geldim bir daha izleyeceğim sözlük.
müthiş oyunculuklarla, inandırıcılığın bile bir adım ötesine geçmiştir; o anda onların tüm hislerini, duygularını, gelgitlerini ben ekran başında yaşadım.
yüreğim sızlıyor, böylesi bir sevdanın mümkün olabileceğini bilmek hem umutlandırıyor insanı hem de hüzünlendiriyor.
ayrıca... mor ve ötesi'nden ayıp olmaz mı ile biterek bu zavallı yazarı dağıtmıştır.
konusu daha önce işlenmemiş oldugundan insanlara cekici gelmiştir. fazla abartıldıgını düşündüğüm filmdir. oyuncuların performansına ise, diyecek sözüm yok.
ilk olarak çok güzel filmdir, konusuyla, rejisiyle, oyunculuklarıyla 10 numaradır.
başka dilde aşk, yalnızca duyma engelli bir erkekle engelsiz bir kadının ilişkisini anlatmaz. içinde aslında ana öykü olabilecek yan öyküler barındırmakta...
bir annenin engelli oğlu için verdiği direniş, nişanlısı öldürülen; bu yüzden agorafobisi olan bir adam ve onu hayata tekrar döndürmeye çalışan ablası, kıyıda köşede kalmış bir mesleğin çalışanlarının daha iyi çalışma şartları için verdiği savaş...
ayrıca mert fırat bu film için işaret dili öğrenmiştir, tüm film boyunca hiç konuşmadan bir karakterin tüm duygularını yansıtmıştır izleyiciye.
bu filmi izlerken bunları da görebilen bu film için çok daha fazla şey hisseder, bu film o insanda daha çok yer eder.
dizi film gibi sinema filmi yapmışlar bence... sinema daha büyülü bir şey. bu filmi beğenen arkadaşlar (bkz: barfi)yi öneririm. film öyle yapılmaz böyle yapılır, dedirtiyor insana.
filmdeki aşk hikayesinden ziyade, daha önemli olan, çağri merkezi çalişanlarinin yaşadiklarinin anlatilmasi olmuş. günümüz şartlarinda üç kuruş para için çile çeken insanlarin halini göz önüne sermişler. filme gelince, güzel hoş bir filim oyunculuklar gayet iyi. seyredilebilir, güzel bir film.
orta bölümleri sıkıcı olan filmdir. ayrıca finalde çok aceleye gelmiş. bütün bu gediklerin yanında mert fırat iyi oynamış. adeta yırtınmış bana ödül verin diye.
nar sanat film festivali aracılığı ile vizyonda iken izleyememiş kişilerin izleme şansı yakaladığı film. aynı zamanda gaziantep'te her yıl aynı tarihte bedestendeki sinemada gösterime giren filmdir.
bu filmi iki kez farklı zamanlarda seyretmiş biri olarak, Birincisinde üçüncü bir şahıs olarak baktım olaya, böyle bir şey yaşamamış her insan gibi. gözlerim doldu beğendim ama hemen çıktı gitti aklımdan. Yıllar sonra tamda böyle bir aşkın içindeyken televizyonda karşıma tesadüfen çıkıverdi, seyrettim tabii. Ve film bittiğinde hıçkıra hıçkıra ağladım. Fark neydi? ilk seyrettiğimde ayrıntıların farkına varamamış olmamdı. Ayrıntılarında çok şey gizli olan filmdir.