bir evrenden başka bir evrene çıkan bir geçiş kapısı yaratmaktır. bugün bunun nasıl yapıldığını anlatacağım.
malzemeler:
kedi ve bir sürü kediler
tereyağlı ekmek
iki adet 5 metre çapında elektromanyetik mıknatıs
mıknatısları birbirine bakacak şekilde kurduktan sonra kedinin sırtına tereyağlı ekmek yerleştirip mıknatısların arasına bırakmak üzere merdivenle yukarısına çıkarız. buradaki olayı anlamak isteyenler için şu başlığı bırakıyorum: (bkz: kedi tereyağlı ekmek fiziği)
daha sonra gözlüklerimizi takıp mıknatısın off tuşunu on konumuna getiririz. kediyi aşağı bırakırız. mıknatıslar giderek artan bir ivmelenme ile kendi etrafında dönen kedinin yalpalayıp savrulmasını engelleyecek, kediyi manyetik bir alan içerisine hapsedilecek. bir süre sonra tereyağlı ekmekli kedinin açısal momentumu uzay-zamanda bir girdap oluşturup karadelik gibi davranacak ve her şeyi içine çekmeye başlayacak. bu noktada bu kediyi feda etmek zorundayız çünkü dokuz canından tümü de gidecek. burada kendimizi korumak için etrafımızı bir sürü kediyle kaplamamız lazım. bu kediler ise açılan portala her girişte bir canlarını kaybedecek ama bize bir şey olmayacak çünkü onlar burada yüksek enerjiyi absorbsiyon görevi görüyor. arkadaşımızdan yardım alıp selobantla kedileri üzerimize yapıştırdıktan sonra açılan portaldan bu şekilde içeri giriyoruz. yalnız çıkacağımız yer belli değil o yüzden arkadaşlar şimdilik gelmeyin tünelin ucu çok farklı yerlere de çıkabilir. önce ben bir gidip döneyim, başarırsam hep beraber gideriz.
kimileri açılacak portalın hepimizi çekeceğini söylüyor. bu da bir ihtimal. portalın çapı fazla genişlerse dünyadaki herkesi içine çekebilir. şimdiden söyleyeyim. o zaman hep beraber gideriz. siz yine de kedileri hazır tutun.
ya kardeşim bi' durun ya. bizde bu şans varken başka evrenin pakistan'ına filan düşeriz.
veya tarihin herhangi bir dönemine gidecek olsak, düşe düşe orta çağ'ın en kanlı yıllarına denk geliriz.
diyelim ki kurgu içerisine düştük, geym of tıronz gelir şansımıza, daha taraf seçemeden paket ederler. tamam güzel hatunlar var ama "pişt yakışıklı, kış geliyor gel ısınalım" demelerine kanamam bu yaşıma kadar iffetimle yaşadım.
