başbağlar'daki çobanın canının değersizliği çoban olmasından değil, sünni olmasından kaynaklanmaktadır. başbağlar alevi köyü olaydı görürdüm ben "sivas sivas" diye yırtınanları.
türkiye cumhuriyeti'nin ilk kürtçü isyanı olan, pkk hareketinin atası sayılan dersim isyanı'nı ve eşkiyabaşı seyit rıza denen köpeği yücelten alevilerden başka türlü bir tutum beklemek yanlış olurdu.
Başbağlardaki köylünün de, Sivas'da yakılan aydınların da, Afrika'nın en ücra köşesindeki kabile üyesinin de canı bir. Hepsinin aynı şekilde yaşama hakkı kutsaldır.
Bir trafik kazasında ölen birinin de, su içerken boğulan birinin de, Sivas'da yakılan birinin de yaşamını kaybetmesi, nasıl öldüğünden, öldürülme nedenlerinden, yaşamdaki tüm bağlardan bağımsız şekilde ele alındığında aynı derecede üzüntü vericidir.
Peki Sivas katliamını farklı kılan ne? Sivas kaliamını farklı kılan bir şey var. Birileri sanıyor ki, bu fark öldürülenlerin alevi olması. (Üstelik aleviler aleyhine yapılan ayrımcılığın açık olduğu bir ülkede bunu iddia etmek ayrı bir acınası durum! Çok yazık!)
Bir terör örgütü herhangi bir köyü basıp, insanları öldürüyor. Bu sadece Başbağlar Köyü için değil, bir çok kez olmuştur.
Öldüren kişiler toplum nezdinde lanetlenmiştir, bu olay insan olan herkesin canını acıtmıştır. Hakim olan otorite (devlet) zaten bu suçlulara karşı mücadele etmektedir. Bu kişiler yakalandığında en sert şekilde cezalandırılacaktır. Bu insanların ölüm nedenleri tartışılır, nerede hata yapıldığı anlaşılmaya çalışılır. Bu olay toplumun haberi olmadan alçakça, gizlice, toplumun ve devletin köydeki insanlara yardım olanağı olmadığından dolayı, bunu fırsat bilen insanımsıların yaptığı bir katliamdır. Kimlerin ihmali vardır ele alınır. Bir şeyler eksik bile olsa, en azından toplumu kontrol eden otoritenin niyeti bellidir. Bir çok kişi ihmalden dolayı suçlanabilir. Aslında benzer durum, topluma egemen olan otorite açısından depremde ölen insanlar için de geçerlidir. (insanlık açısından ise elbette durum aynı değildir.)
Artık et kokmuştur. Toplum biliyor ki, etin tuzlanması gerekiyor.
Sivas'da ise tuz kokmuştur! Tüm toplumun, topluma egemen olan devletin tüm güçlerinin gözü önünde saatlerce bir katliama tanık olduk. Televizyonlarda saatlerce sadece izledik. Yok, bu kadar da değil. Devlet güçleri sadece izlemediler, katliama ortak oldular. Devletin hiç bir birimi hiç bir şey yapmadı. Ne belediye başkanı, ne başbakan, ne cumhurbaşkanı, ne asker! Bunlardan bir tanesi bile isteseydi, orada hiç kimse ölmezdi. O otelde bulunan rütbeli askerler, katliamdan önce katledilen insanlara küfür etti, çıkıp gitti. Cumhurbaşkanı katliamdan sonra gözü dönmüş yobaz sürüsü için "neyse ki, dışardaki halkımıza bir şey olmadı" dedi. Kokan tuz. Bundan daha vahim bir durum mu var? Katleden kişiler özgürce devletin kadrolarında çalıştı, milletvekili oldu.
Bu duruma adam akıllı bir açıklama getirebilecek biri var mı? Başbağlar'daki çoban, Sivas'daki şairmiş! Peh!
Sivas olayı katledilen 35 insanının ölümü değil sadece. Bu öldürülenlerin sayı ve fikirleri değil sadece. Bu olay, devlet olarak, ülke olarak, halk olarak aslında ne olduğumuzun! resmi. Sivas Katliamı Türkiye tarihinin en önemli olayı!
