geçtiğimiz yıl 50 kg. esrarla yakalanan ve yedi kişiyle beraber cezaevine gönderilen başbakan tayyip erdoğan'ın yeğeni mehmet erdoğan, satıcı değil içici olduğunu ileri sürdü ve tahliye edildi.
başbakan erdoğan' ın bu konuyla ilgili yeğeni tutuklandığında, ''yeğenim olması bir şeyi değiştirmez, cezası neyse çeksin'' demiştir. demek ki cezası bu kadarmış!
medyaya ne oldu? neden kısıtlı, özellikle malum cenah hakkında? dedikleri kadar adillerse neden gizleniyor bazı gerçekler? neden seçim öncesi kaset skandalında aynı imtina gösterilmedi? medyayı kim yönetiyor?
babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi?
yapraklar neden yeşil? kış neden soğuk, yaz neden sıcak?
neden yemek sonrası rehavet çöker?
faruk çelik'in, zimmet suçundan tutuklanan kardeşinin 5 gün sonra tahliye edilmesi gibi bir olaydır. insanlarla tek tek uğraşan bir başbakan varken, bir hakim olarak yeğenine ceza verecek kadar cesur olmak kolay değildir. cesur bir yargıç, kendisini soruşturmalar, davalar, tayinler ve her türlü belayla karşı karşıya bulur. yargı bağımsızlığı sizlere ömürdür.
http://www.radikal.com.tr...06.2011&CategoryID=77
başbakanın yeğeninin mahkemede verdiği "satıcı değil içiciyim abi" ifadesinden sonra serbest bırakılması olayı.
şerefsizliktir. başka tanım düşünemiyorum.
içki içmeye tahammül edmeeyen erdoğan'ın 50 kg esrara ses çıkarmaması da çokk ilginç tabi. http://zaytung.com/halkinsesi.asp
tayyip erdoğan'ın yeğeni.. yeğen lan. bu nasıl bir şerefsizliktir inanamıyorum.
burası yunanistan olsa millet şu an sokaklara dökülmüş ve hatta hükümet devrilmiş olurdu.
sonra türk halkına koyun deyince biz ayar yiyoruz.
oysaki tayyip size ayarın allah'ını çekiyor e be akp'ciler.
hukuk kadar düz bir konuyu bile adam gibi yürütemeyen bir ülke olduğumuzun kanıtıdır. hız limitini aştığı için istifa eden alman bakan biliyorum lan ben.
mehmet ali şahin in (yeğeni) de nitelikli dolandırıcılık suçundan hakkında 8 yıl hapis istenirken beraat etmişti.
bu ülkenin adeleti bir tek yeğenlere işlemiyor.