ama keşke seçimden önce yapsaydın da seçim öncesi bir şeyler yazmak isteyenler korkmadan yazsalardı. 4 sene sonra yeni seçim dönemi geldiğinde de aynı delikanlılığı bekleriz.
bu zamana kadar açtığı davalarda 500 bin tl den fazla tazminat kazanan tayyip erdoğan, şu anda yürümekte olan bütün davalarından vazgeçmiştir. içeride yatan masum insanlar var bu ülkede, tazminat davasını geri çekse ne olur, hepsinde bok gibi para var öderler biter. masumları sebepsiz yere içeri tıkan bir adamın yaptığı bu iş bana hiç samimi gelmemektedir.
-ayağa kalkmadı diye hapse atılan komutan.
-başbakanın 1 milyar doları var diyen kişinin hapse atılması.
akp hükümeti yeni anayasayı bdp ile bir olup meclisten geçirirse tepki çeker, gözden düşer. o yüzden uzlaşmacı balkon konuşmasından sonra en iyi ikinci hareketi olarak görebiliriz ve chp veya mhp ye yanaşmak zorundadır. bu adamı yönetenler çok zeki bunu bilir bunu söylerim.
kimse bana mitinginde alevilerin yuhalandığı, alkol kullananlara ''aksırana tıksırana kadar içiyorlar'' dediği, bir heykele ''ucube'' yıktıran bir parti başkanının ''uzlaşmacı'' olduğu masalını yutturamaz.
başbakan bu hamleyi seçimden önce yapsaydı laikçi kafanın yapacağı yorum kesinlikle şu olacaktı; "oy toplamak için kurulmuş tezgah" peki bu sefer ne diye yaptı bunu?
başbakan'ın oy toplama süreci halen devam etmektedir. zira asıl amaç başkanlık sistemidir! önümüzde ki dönemlerde milletvekili transfer çalışmalarıyla da bunu göreceğiz zaten.
seçim sonuçlarının zorunlu kıldığı müttefik arama çabasının bir parçasıdır. malum, 325 milletvekili hülyaların gerçekleşmesine yetmiyor. muhalefete, hiç alışık olunmadığı şekilde göz kırpmak gerekiyor. muhalefetin yumuşamaya kanması ve vatandaşın köprüyü geçmesi halinde, sivir dişlerini tekrar göstereceği kesindir.
işte siyaset böyle bir hadisedir memleketimde. maalesef. bunu oy kullanmayan biri olarak söylüyorum. siyasete de her zaman küfürü savurmuşumdur. benim doğama uymayan bir olay siyaset ve birilerinin peşinden koşma zihniyeti.
ama hakikaten bir devletin başbakanı bu işlerden vazgeçmeliydi, doğrusu budur olayından ziyade, bu işlere hiç girmemeliydi. eleştiri her zaman var, olacak ve engellenemez. hele siyasette kasten yapılanları saymıyorum bile, ki oyunun parçasıdır her zaman. çünkü herkes bir taraf olma zorunluluğu ile büyütülmüş ve yaşıyor bu memlekette.
o sebeple onu yapan başbakan, yarın da bunu yapar olur biter. bu asla ve asla değişmeyecek bu topraklarda, en azından bizim göremeyeceğimiz kesin!
tanım: hiç olmaması gerekeni gecikme ile düzeltmektir.
kimse kızmasın ama ben yine en baştan dediğimi tekrarlayayım:
(bkz: siyasete 15 dakika arayla sunturlu küfür savurmak)
yeni döneminde tekrardan aynı sebeplerle çeşitli kişilere dava açarsa bu jestinin pek de önemi kalmayacak, göz boyama olduğu ortaya çıkacaktır nitekim.