türkiye'de demokrasi bu sekilde yürür.
demokrasi denilen olgunun en garip biçimi senelerdir bu halka bir şekilde yedirilmiştir.
sadace başbakan degil!türk siyasal yaşamının bir gerçeği haline gelmiştir.
bugun başbakan'ın yaptığını;12 eylül öncesi demirel yapmıştır.
ondan önce bir başkası, bizim halkımız demokrasiye hangi ölçüde ve hangi gerçekçilikte sahip çıkarsa. bu koyun böyle güdülemeyecektir
kendisinde bulunan çamurdan komünistlerin de nasip görmesini isteyen başbakanın yaptığı eylemdir. kendisi tüm komünistleri çamur at izi kalsın"cılık ithamıyla yargılama hakkını nereden buluyor sormak gerekir tabi.
[alıntı]
başbakan çamurun daniskası
istanbul (19.10.2008)- başbakan tayyip erdoğan, her köşeye sıkıştığında ya hakarete başvuruyor ya da kuyruklu yalana. başkanın son kuyruklu yalanı elazığ'dan. erdoğan, akp'nin elazığ merkez ilçe kongresi'nde, yolsuzluklarına haberlerinin "komünist iddiası" olduğunu söyledi.
erdoğan şöyle konuştu: "ne olmuş, yolsuzluk nerede var, göster bakayım dendiği zaman ne yapıyorlar? iftira at, tutmazsa iz bırakır. teknikleri bu. bu zihniyet kimlere ait biliyor musunuz? bu komünistlere ait, geçmişte komünistler öyle yapardı. ve komünizmin en önemli dayanaklarından bir tanesi buydu."
tayyip erdoğan, bundan kısa bir süre önce karadeniz derelerine hidroelektrik santral yapılmasına karşı çıkan çevrecilere, "dünyanın değişik yerlerinde böyle çevreciler var. 'ne yaparsınız' dersin. ele avuca gelecek hiçbir işleri yoktur. sadece boş vakitlerini değerlendirmek için yaptıkları iş budur. ben çevrecinin daniskasıyım. asıl çevreci benim" diyerek çamur atmıştı.
tayyip'in diğer çamurlarında bazıları ise şöyle:
-inanç özgürlüğünü savunan, yaşadıkları katliamların hesabını soran alevilere, "cemevleri ibadethane değildir" buyurdu. sonra yine 'en' iyi bilen olup alevi açılımları yaptı. "hazreti ali'yi sevmek alevilikse, ben herkesten daha aleviyim" dedi, iftar sofraları kurdu.