vakti zamanında firavun musa peygamberin geleceğini öğrendikten sonra korkudan nasıl tüm yeni doğan çocukları öldürdüyse. rte'de yersiz korkudan ve paranoyaklıktan halkın belli kesime zulm etmekte olan firavundur.
Tayyip Erdoğan iktidarını kaybetmemek için, ülkenin yarısını kaybetmeyi göze alabilir. Çünkü o güç zehirlenmesi yaşıyor, habis egosunun altında ezilmiş, aslında islamla bile düşünce bağını koparmış bir zavallı. Bizleri evlerden tek, tek toplamanın işe yarayacağını sanıyor, halbuki biz bunu zaten biliyoruz ve hiç umursamıyoruz, en çok da buna kuduruyor, isyan güzeldir vesselam! Direniş aşktır vesselam! Ey Tayyip gördün mü bak; uçtuğunu sandığın an meğer düştün anmış! Gideceksiiiiiiin!!!!!!!
başbakanın kendisinde bu hakkı görmesi,partisinin genetik kodundaki düşünce yapısını bildiğimiz için şaşırmadığımız olaydır. bir vakitler bu başbakanın kabinesinden bir maliye bakanı da izmirlileri tehdit etmişti belediye başkanlığı seçimleri öncesi. sonrasında burhan özfaturayı bile iki dönem seçen izmirliden gereken yanıt gelmişti. zaten izmir oldum olası ampulü sevmez sokak lambaları bile fluoresanttı kaç sene önceden beri.
araçlarını bile burunu kıbleye bakıcak şekılde park eden bir hükümetten,o yürüsün yeter herşeyimi veririm diyen bir bayan sempatizanı olan hükümet liderinden. farklı davranışlar beklemek bizim hatamızdır.
din denen olgunun tamamen içinde yaşadığı samimi duygular olduğunu çoooooktan unutmuş olan bir halkın sanki elinden kaçırılıyormuşçasına telaş içinde ve o kaçırılanı savunan tek bu dalkavuklar olduğuna inanan bir halkın seçtiği yönetici yığınından farklı tarzda hareketler beklenemez.
halkın yarısına yakını;
tehdit edilmeyi
hor görülmeyi
küfr edilmeyi
sömürülmeyi
parsel parsel satılmayı
500 lira kira verip 600 lira maaş almayı
benzine 4 lira vermeyi
ve dolayısıyla duble yollarda "at" arabasıyla gezmeyi
içiyor diye çemkirilmeyi
ibadet ediyor diye "yandaş" edinilmeyi...
kabul etmiştir..işte bize düşen bu esnada bir avuç b.k yemektir..
adamın kimseyi tehdit ettiği yok ağa! en çok konuşan kesim de; "ulan amına kodugumun fakırlerı stad yapacak paranız bıle yok devlet sıze stad yapıyor" diyenlerin şimdi stad yapan devletin başkanına sırf fikri uyuşmuyor diye koskoca bi platformda yuhalamaya gitmesi ve bu öküzlerin bu dangalakları alkışlayıp, bızım paralarla yapıldı olum o saha demesi.
sizin olayınız tehdit ya sa stadın bitirlmiş olması değil başkan! sizin olayınız, başarılan onca yeniliği hazmedemiyor oluşunuz. adamın dediklerini kırparak tehdit olarak görme istegiğinizin de bu hazımsızlığın bi başka göstergesi.
not: tehditle başbakan olanların kim olduğunu görmek istersen tek partili zamanların seçim zamanlarını oku derim!
bu ülke de herkesin herşeye hakkı var ama iş başbakan a gelince onun hiç bişeye hakkı yok.
ama pardon ya yanılmışım.
yuhalanma hakkına sahip.
ardından iftira atılma hakkına sahip.
yaptığı iyiliğin karşılığında neredeyse vatan haini ilan edilme hakkına sahip.
pardon!
rte'yse ne yapsa haklıdır dedirten haktır. zira o ki herkese küfür eder, hakaret eder, iftira atar ancak kendine yapılan en normal demokratik tepkiyi bile içine sindiremez. çünkü 15 yıl önce dediği gibi demokrasi onlar için amaç değil amaca ulaşmak için kullandıkları araçtır.
amaç mı nedir?
anlamış olmanız lazım artık. öyle gömlek değiştirdim demekle olmaz bu işler. dün tvde başkalarına dönek diyen başbakanın önce kendisine bakması lazımdır. zira 180 derece gibi keskin dönüş yaptığına inandırmak kolay iş değildir. ancak yine 360 derece dönmüş olduğu yere gelmiştir.
- ananı da al git
- ayak takımıyla işim olmaz
- askerlik yan gelip yatma yeri değildir
- kelle
- sayın öcalan
-...
ve bunun benzeri onlarca aşağılama ve bilimum adaletsizlik ve zorbalık karşısında kendisine yine yeniden, yetmez ama evet diyen halkı tehdit etme hakkıdır. bu hakkı kendisine onlar vermiştir...
olmayan bir haktır. başbakan halkı tehdit edebiliyorsa, halk da o tehdidi yiyorsa o halk halklıktan çıkıp "tebaa" olur, o tehdidi savunansa, demokratik seçimle seçilmiş bir başbakan değil, "diktatör" falan olur, ya da tek adam ama, padişah bile astığı astık kestiği kestik birisi diildi. şurası vardı adamın, üç dört tane veziri bir de koskoca sadrazam ı vardı...
rte´nin partisinde kendisine yanlış bir karar verdiğinde karşısına geçip, bir sokullu mehmet paşa misali, "efenim yanlış yapıyorsunuz" diyebilecek kim var?...bülent arınç mı?...cemil çiçek mi?...
işte bu şekil bir hükümette tek adam, yarı tanrı -ki birisi öyle bir demec bile vermişti ; rte köprüden atlarsa biz de atlarız" türü- şeklinde bir noktaya gelirse bir insan...bir de kendi "keyfiyetine" göre koskoca 75 milyon insanı belirli bir yöne kanalize etmeye çalışırsa...tarih tekerrürden ibarettir, derler....tarihte bu şekil yapılanmalara karışmış hiçbir devlet ve halkın sonu normal olmadı...karşı güçsüz demokrasi olmaz. denge yok çünkü...demokrasi "güçler dengesi" prensibiyle işler...terazinin bir tarafı devamlı ağırlaşıyor, diğer tarafına ağırlık konması engelleniyorsa, bir gün gelir o terazi "kırılır"...adam resmen keyfi bir şekilde kararlar veriyor, iş şahsi keyfiyet boyutlarına indiyse eğer bir devlette, demek ki o devletin bütün o makamları o tek şahsı kontrol edemiyor demektir.
sen alman şansölyesi merkel, o işin antlaşması da imzalanmamıştı bak siz beni ıslıkladınız, ben de başkasıyla yaparım antlaşmayı falan desin, bak bakalım n´oluyo...alman dışişleri bakanı fischer birileri keyfi vize almış diye, komisyona 11 saat hesap verdi, tv´de de yayınlandı o, koskoca alman dışişleri bakanı , komisyondan "çişim geldi, tuvalete gidebilir miyim?" diye izin almak zorunda kaldı...ve hiç de öyle, "ben bugüne bugün sizin dışişleri bakanınızım, sizden izin mi alıcam layyyynn" diye bir durum olmadı...
rte şu son çıkışında haklıdır haksızdır, o değil önemli olan...önemli olan rte´nin tc devletinin bütün devlet aygıtının üstünde insanları resmen tehdit edebilecek bir seviye ye gelmiş olmasıdır. bu kadar yetki hiçbir devlet başkanında bugün yoktur. obama mesela kendi halkını öyle rte´nin yaptığı gibi tehdit edemez...ama rte´nin bunu yapabilecek durumda olması çok düşündürücüdür...