islam dininde, bir kişi müslüman iken ona dinsiz diyen kimse mülhid olur. tekrar şahadet getirip tevbe etmesini, iftira ettiği kimseden helallik almasını gerektirir.
ama tayyip'in umurunda mı islam dini? onu bilemeyiz.
başbakan güya müslüman olduğundan dolayı önemsenmemesi gereken söz.
çadır mescit için de güya içinde namaz kıldılar, kim bilir neler yaptılar demişti.
(bkz: umursamıyor gibi yapın gider)
namazın farzları, hadesten taharet, necasetten taharet, setrül avret, istikbali kıble, vakit, niyet olmak üzere 6 tanedir, bu kişilerin bunlardan hangisine uymadığına nasıl karar verebiliyorsun, diyelim ki orda 100 kişi var ve 99 tanesi bu 6 farzdan birine ikisine hatta altısınada uymuyor senin dediğin gibi güya namaz kılıyor , peki biri güya namaz kılmıyorsa ve 6 farzada uyuyorsa ve allah'ın koyduğu farzlara göre namaz kılıyorsa ,bu güya kılınmayan namaza sen güya namaz diyorsan bunun yükü , bunun ağırlığı, bunun endişesidemi yok içinde, siyasi olarak çok şeyler söyleyebilirsin, fikrini beğenmediğin adama çapulcu diyebilirsin, senin çapulcu anlayışın farklıdır bunu kabul edebilirim anlayabilirim, senin gibi düşünmeyen insanlar için ülkeye zarar veriyorlar diyebilirsin , belki senin açından haklılığın vardır anlayabilirim,fakat allah'ın koyduğu kurallara göre bir şekilde allah'a yüzünü dönmüş , alnını secdeye koymuş adamın ibadetini sorgulamak kabul edilebilir değil.
resme dikkatli bakılırsa namaz kılmayı bilmeyenler kendini belli ediyor zaten. herşeyin bir adabı usulü vardır. elbette namazın kabul olup olmayacağını sorgulayacak kişi rte değildir ancak sırf şov olsun diye "bak taksim de namaz kılıyoruz" diyenlerde vardır.
güya cuma namazı, kameralar önünde aynı safta açık halde bir kadın erkeklerle dip dibe ve dahası imam secdeye varmadan cemaatin yarısı secdede. Böyle namaz mı olur? Her şeyin bir usulü var, bir kuralı var. Huzuruna çıkılan karşısında edep denen bir şey var. Bir kadınla erkeğin aynı safı paylaşması ne kadar müslümanlığa girer?
"Cemaat değişik insanlardan olunca imamın arkasında önce erkekler, sonra erkek çocuklar, sonra kadınlar saf bağlarlar. Bu sırayı erkeklerle erkek çocukların gözetmesi sünnettir. Erkeklerle kadınların bu sırayı gözetmesi ise farzdır."
hanefi meshebinde de kadın ile erkek aynı safta namaz kılarsa erkeklerin namazı bozulurken, kadının namazı bozulmaz lakin diğer alimler bunun zayıf hadislere dayandığını kadın ile erkeğin aynı safta namaz kıldıklarında hem erkeğin hem kadının namazının bozulacağını söylerler.
Erkeklerin saflarının en hayırlısı ilk saf, en kötüsü ise son saftır. Kadınların saflarının en hayırlısı son saf, en kötüsü ise ilk saftır. (Müslîm, Salât 132, (440); Ebu Dâvud, Salât 98; Tirmizî, Salât 166; Nesâî, imâmet 32)
Namaz kılanlar, onun verdiği vesveseleri iyi bilirler. Kadın, erkeğin önünde veya yanında namaz kılarsa o, yeni vesvese imkânları elde eder. Kadında da erkekte de huşu kalmaz.
Namazlarında huşû içinde olan müminler kurtuluşa ermişlerdir. (Muminûn, 23/1-2)
sayın başbakanımızın her zamanki gibi yerinde bir tespiti
dir. ama yine de, gösteriş olarak yapılan aşikar bir eylemi eleştirmek yerine onlara da imamlık yapmasını yeğlerdim. hayatın her döneminde zordur başı boşluk. görüldüğü üzere.
başbakan'ın beyanatına göre kılınan namaz "güya" kılınmıştır. yani namazın usulüne uygun kılınmadığını ve geçerliliğinin tartışılabileceğini en azından kendisi kılınan namazı tartışmaya açarak kamuoyuna ima etmiş, göstermiştir.
burada itiraz noktası olabilecek husus; kadınla erkeğin aynı safta namaz kılamayacağına eğer ki kılınırsa erkeğin namazına zarar geleceğine dikkat çekilmiş belirli din alimleri tarafından. yani erkeğin hislerini uyandırıcı bir durum oluşabilir kuşkusu var ki demek, böyle bir açıklama elzem olmuştur din alimlerince.
bununla ilgili olarak aklıma hemen mecnun'un kıssası geliyor ne hikmetse;
mecnun'un aşkı henüz ilahi aşka dönüşmemiş bir halde leylasını ararken namaz kılan bir bedevinin önünden geçince bedevi bu duruma itiraz etmiş ve mecnun'u dikkatsizlik ve saygısızlıkla itham etmiştir. mecnun ise leylasının yolunda iken bedeviyi fark edemediğini belirterek mevlasının yolunda iken bedevinin kendisini nasıl fark ettiğini sormuştur.
burada erkeğin namazı bozulmasın derken sorun kadında mıdır? yoksa dünyevi zevk-i sefasının esirinden kurtulamamış, rabbin huzuruna çıkmış ama kendisini bile unutması gereken erkekte midir?
elbette ki hiç birimiz bir mecnun da değiliz ama kimsenin de mizan bekçisi olduğunu sanmıyorum. insanları inançları ve eylemleri ile yargılamadan, yaptığını direkt eleştirmeden anlayışlı, izanlı olabilelim.
"cuma namazı kılan arkadaşlar; allah cumanızı gayrısız kabul eder umarız" diyebilmek bu nedenle bir başbakan için daha yerinde bir beyanat olabilirdi.