bizde olsaydı 43 kere müebbet hapis cezasını hak edecek suç isnat edilirdi. 5 yıl 8 ay ceza yerdi, mahkemeye kravatla geldiği için ceza 1 yıl 1 aya düşerdi, o da hükmün açıklanmasının ertelenmesi ile ertelenirdi ama bu süreçte en az 1 hakim, 1 savcı ve mahkeme çalışanları defalarca meşgul edilirdi ve de o kişiyi ceza evinden mahpus arabası ile 48 defa adliyeye getiren jandarmaların mesaileri boşa giderdi. bir o kadar da yazışma ve posta giderleri de cabası.
gavur ne yapmış. çimlere basan özür diledi ve bu iş kapandı.
caycinin caycisi olan bir memleketten seyredilince tuhaf görünen ama aslinda olmasi gereken durumdur.
makam ve mevki düskünü ve bu makam ve mevkilere gelmis kisileri pofpoflamayi seven bir millet oldugumuzdan dolayi, bu tür durumlarla karsilastikca saskinligimizi hicbir zaman gizleyemeyip, agzi acik diger toplumlarin adalet anlayislarini hayranlikla seyretmeye devam edecegiz.
aslinda haber degeri olmayan bu olayin, haber olmasi bile bu iki toplumun arasindaki farki gözler önüne sermektedir.
su sekilde aciklimaya calisacagim.
sadece ev sahibinin yalinayak, ev esyalariyla göbegini gere gere kapi önüne cikip "cimlere basmayin!" demesi ile rüstem dayinin cizgili pijamasi ile sokakta top oynayan cocuklara "camlari kiracaksiniz, yavas oynayin!" demesi arasindaki farki bulunuz!
Bizim buralarda bu tepkiyi verebilecek bir babayiğit elbette vardır ama muhtemelen çok kısa bir süre sonra kendisinden “ben aslında orada çimlere başkanın ayağının altında dolanmayın dedim, başkanımız beni yanlış anladı. Kendisinden özür diliyorum.” Şeklinde bir açıklama gelecektir.
burada olsa "çimlerini de al git lan" şeklinde tepki görüp üstüne ceza evinden ceza evi beğendirilerek bir örgüt veya cemaat ile ilişkilendirilip güneşi bir daha ancak avlu saatlerinde görebilirdi. ileri demokrasilerde durum böyle avusturalyalı gundiler bilmez..
Türkiye de insanlar canını kaybettiğinde bile tepki gösterince tekmeliyorlar. (bkz: yusuf yerkel) çimenlere basmayın diye makam sahibini uyarsak o çimeni dürüp yedirirler sanıyorum.