Ve işte tc'nin 3. Dünya demokrasisi(?) Olduğunun malum beyanı.
Hayir efendi, yuhalarim... Senden memnun olmadigimi ifade edebilirim. Fiziki saldiri olmadikca sana bireysel her tepkiyi gosteririm. Ha bu tabii ki cogulcu ideal demokrasilerde boyledir.
her fırsatta "diktatör olsak burada karşımızda konuşabilir miydiniz" "diktatör olsak bize diktatör diyemezdiniz" diyen bir adamın beyanı. en sert ve acımasız diktatörlerin bile "sen diktatörsün" diyenleri olmuştur. stalinin, hitlerin, mussolininin, franconun... asıl sorun, sonradan bu adamlara ne olduğudur. bu saydığım diktatörlerin karşısına dikilenlerin sonu elbette nahoş oldu. hani demiyoruz ki rte bir hitlerdir, mussolinidir. elbette hayır. olmak istese de olamaz, konjonktür buna müsaade etmez zaten. ama otoriter bir rejim kurduğu, özellikle de son yıllarda demokrasiden ciddi tavizler verdiği ortada.
burada, demokrasi ile ilgili tek bildiği şey seçim sonuçları olan adamlarla bunun tatrışmasına girmenin anlamı yok. tek parti döneminde demokrasi mi vardı diyor adam. evet, tek parti döneminde demokrasi yoktu kardeşim. bunu iddia edecek tek bir aklı başında akademisyen de bulamazsın zaten, ama aynı akademisyenler bugünkü türkiyenin durumunu da demokratik açıdan sıkıntılı ve son yıllarda gerilemiş olarak tanımlıyorlar. rtenin ülkeyi tek adam rejimine sürüklediğini savunuyorlar. onu ne yapacağız? ayrıca bak bakalım, tek parti döneminde dünyada kaç tane demokrasi var, bugün kaç tane var? akpyi desteklesin desteklemesin, demokrasinin ne olduğunu az çok bilen hiç kimse akp döneminde türkiyenin çok daha demokratikleştiğini savunamaz şu son dönemde.
başbakanın cümleleri gerçekten de bu millet adına onur kırıcı. işin kötü tarafı, siyasi geçmişimizin de etkisiyle başbakanın eteğine sığınanlar bu dönemde meydana gelen gelişmeleri görebilecek durumda değiller maalesef. bunun bedelini de soma ile, bölünme süreciyle, ortadoğuda kıytırık teröristlerin oyuncağı haline gelmekle ve daha nice politik hatalarla ödüyoruz zaten.
ama bu millet eninde sonunda görür bazı gerçekleri. daha durun, dün bir bugün iki. başbakanın bu aşırı kendini beğenmiş, aşırı cesur hali son iki üç yılda bu kadar ileriye gitti. sabırsız olmamak lazım. insanlar başbakanın bu yüzünü de gördükleri zaman, asıl tokat sandıkta atılacaktır muhakkak. sadece sabırlı olmak lazım.
Kendini bu ülkenin ''başbakanı'' sanan egosu kendisinden büyük kişi söylemi. Başbakanda olsan öğrencide olsan dünyayıda yönetsen kimseye tokat atmaya ve üstüne üstlük böylesine yüzsüz bir cümle kurmaya kimsenin hakkı yoktur.islam ve müslümanlıktanda bihaber olduğu ortada kelimeler kifayetsiz kalıyor yetmiyor artık ne yazıkki.
iki taraf da yanlış yapıyor filan değil. yanlış yapan rte'dir.
aihm kararları var. "hakaret" davalarında kamuya mal olmuş kişiler (politikacılar, sanatçılar, sporcular...) ile sıradan insanlara aynı kriterler uygulanamaz. kamuya mal olmuş kişiler için hakaret eşiği çok daha yüksektir. daha tahammüllü olmaları icap eder...
aihm'ye göre sıradan bir insana söylense hakaret kabul edilebilecek bir çok söz ve eylem, kamuya mal olmuş kişilere yöneltilirse hakaret sayılmamaktadır.
akp'nin kapatma davası sürerken "venedik kriterleri" filan diye yırtınıyordunuz, ne çabuk unuttunuz ey iki yüzlüler? şimdi ab hukuku tukaka, boktan diktatör hukuku baş üstüne öyle mi?
iki tarafında yanlış yaptığını gösterir.
sen niye bazı insanların değer verdiği bir insana yuh dersin, laf atma girişiminde bulunursun söyler misin ?
tokat atan sen niye karşındaki sana göre bir yanlış birşey yapıyorsa tokat atarsın, düzgünce konuşamaz mısın?
insanlığınız ve nezaketiniz nerede söyler misiniz?
kendini pek yukarılarda gören şeytan gibi kibirli, aslında babası tarafından bile adam yerine konulmamış, derinde aşağılık kompleksinden muzdarip bir zihniyetin hezeyanıdır. malum %50'nin ülkeyi yönetmek için pek ehil buldukları zihniyet budur. bir de beğenmedikleri angela merkel'in seçim kampanyası sırasında söylediği sözlere bakın:
"biliyorsunuz yunanistan'a, portekiz'e, ispanya'ya gittiğimde yuhalanıyorum. emin olun dönerken uçağa bindiğimde içim çok rahat. zira beni yuhalayanların tutuklanmayacağını, başlarına hiç bir iş gelmeyeceğini biliyorum. avrupa işte bu hayalin adıdır. biz bu hayali yaşatmak için çalışıyoruz..."
her halk layık olduğu kişiler tarafından, layık olduğu gibi yönetilir...
