bu millete önce yolu döşeyerek arkasından ne var ne yok çalabilmenin helal olduğunun diretilmesi olayıdır. Başbakan maaşlı çalışandır, devletten tırtıklı kuruşuna kadar parasını alır. Yurt dışına çıkarsa yol harcırahından tut, her şeyi en ince ayrıntısına kadar hesaplanır, ödenir. Burada sıkıntı yok tabii ki alacak, Tek istenilen halkın parasını yönetmesi olurken bu neyin kıymet bilip, teşekkür beklenmesidir. Vergiler o kadar çok abartılmış ki çıkarıp mısır'a 2 milyar dolar verebilen ülke olmuşuz. Kendine çalmasını geçtim, vatandaşa 800 lira verip 300 küsür lirayı vergilerle kasaya geri koyarsan o yolları dünyayı iki çevreleyerek sararsın, merak etme öyle çok cebimize ellerini attılar ki kendilerine de, mısır'a da, yollara da yetecek kadar rahat rahat yetiyor.
demokrasilerde normal sayılması gereken bir haldir. ha tabii küfür eden de olur, öven de olur; ama küfür eden densizler var, ya da muhalefet var diye hizmet yapmayan bir başbakan herhalde bir demokraside olası bir şey değildir.
milletin de bAşbakana küfür ederken bi yandan da vergilerle ankara döneri gibi kesilmeye devam ederek başbakanın cebini doldurmaya devam etmesiyle karşılık bulan mizahi durum.
ekonomiyi hit bir pop şarkısı zannedenlerin umurunda olmayan olaydır. ekonomi diyoruz rakam veriyoruz hala kızıyorsunuz. iyi ben ne diyeyim kardeşi. bildiğiniz gibi olsun. ama küfür suçtur. eden ise yargı önünde ceza alır bilesiniz.
başarısının göstergesi olan durum. tamam beğenilsin demiyoruz da en azından adabıyla eleştirilsin diyoruz. zira o iktidara geldiğinde devletin yüz lirasının 86 lirası faiz babalarının cebine giderken şimdi devlet yüz liraya 14 lira faiz ödüyor. aradaki 72 liralık fark ise hizmete dönüşüyor. bu bahsi geçen durum ciddi bir siyasi ve ekonomik başarıdır. o yüzden eleştiri biraz edepli yapılmalı diye düşünüyorum.