tüm yazarların ve gazetelerin ortak bir halde yapması gereken eylemdir.
dünyada sadece faşist ülkelerde ve diktatör ile yönetilen ülkelerde görülecek birşey oldu.
o da yazarları ve patronlarının tehtit edilmesi, niye öyle yazıyorlar diye baskı görmesi.
yani herkes başbakanı yalayacak, ona hizmet edecek.
demokrasi, adalet, hak, hürriyet ayaklar altında.
daha önce penguen binlerce kez verdiği ayarı vermişti gerekli kişiye.
bence tüm gazeteler * demokrasi adına, adalet adına, bu faşistliğe tepki adına aşağıdaki gibi çıkmalı idi dün veya bugün. https://galeri.uludagsozluk.com/r/43344/+
ayar veren gazete manşetidir. ülkenin başbakanı tabiki de eleştirebilir istediği her insanı ama sadece o insanı eleştirebilir. medya patronlarına yazarlarına köşe yazarlarına hakim ol diyemezsin. bu insanların aklına neyi getirir biliyor musunuz? hakkında iyi yazanları medya patronlarımı zaptediyora getirir. eleştiri yapayım derken ayarı yemişsindir.
olaya iki yönlü bakıyorum. başbakan saçmalamıştır. savunulacak yönü yoktur. başbakan böyle konuştuğu sürece hiçbir gazeteyi okumamızada gerek yoktur. nasılsa medya patronları zapdedebiliyormuş herşeyi. onlar ne istiyorlarsa o yazılıyormuş. öyleymiş valla. ben demiyorum başbakan diyor.
demokrasi buymuş meğerse. kendi düşüncelerini açıklayamamakmış. patron ne emirederse ya onu yazarsın ya da işten kovulursunmuş. oh ne ala demokrasiymiş.
ilhan selçuk'lar ilk gözaltına alındığında "yiyin birbirinizi" manşeti atan (tepkiler üzerine hemen ertesi gün özür dileyen) ve o günden sonra * bir okur kaybeden birgün gazetesinin, şaşırtan yaklaşımıdır.
uzun zamandır almıyorum, fakat a.k.partisinin 'demokratikleşiyoruz' edebiyatıyla sivil faşizme gittiğini görmüş olmalarına sevindim. hiç görmeyebilirlerdi de tabi.