THK Rektörü Prof. Dr. Ünsal Ban'ın über fantastik cümlesi.
odtü'deki olaylara müteakip şunları söylemiş.
" Bazı öğretim üyeleri ve akademisyenler Başbakan'ı kampüste istemiyoruz diyor. Ama o Başbakan'ın, hükümette yer alan bakanların verdiği maaşları alıyorsun. O zaman ne yapacaksın? Eğer samimiysen görüşünde bırakacaksın maaşını da koyacaksın ya da diyeceksin ki bu hükümetin yer aldığı bir sistemde görev alamam, istifa ediyorum dersin."
birisi hemen bu profesöre ( nasıl olmuşsa, kesin torpil morpil ) maaşı devletin verdiğini ve bu maaşın emeğinin kısmi bir karşılığı olduğunu söylesin. yoksa ağzımdan kötü bir laf çıkacak.
herhalde thk rektörü olmak yetmemiş bu arkadaşın gözü odtü'nün koltuğunda.
bu kadar da yalaka olmayın....biraz adam oldun, gezegenin adamı olun...
bu lafı söyleyen şahsın kendi web sitesinden özgeçmişi:
--spoiler--
1970 Ankara doğumlu olup, ilkokul, ortaokul ve lise tahsilini Ankarada tamamlamıştır. 1990 yılında Gazi Üniversitesi iktisadi ve idari Bilimler Fakültesinde Lisans, l996 yılında Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Finansman Ana Bilim Dalında Yüksek Lisans, 1999 yılında Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Muhasebe-Finansman Ana Bilim Dalında doktora eğitimini tamamlamıştır.
Ünsal BAN, 1993 yılında Gazi Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi, Muhasebe ve Finansman Anabilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya başlamıştır. Akademik kariyerini bu fakültede yürüten Ünsal BAN, 2005 yılında Gazi Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Muhasebe/Finansman Anabilim Dalında Doçentlik kadrosuna, 2011 yılında da Gazi Üniversitesi iletişim Fakültesinde profesörlük kadrosuna atanmıştır. 05 Nisan 2011 tarihinden itibaren Türk Hava Kurumu Üniversitesi Rektörü olarak görevine devam etmektedir.
Evli ve iki çocuk babası olan Prof. Dr. Ünsal BAN, Almanca ve ingilizce bilmektedir.
--spoiler-- http://www.unsalban.com/ozgecmis/
arkadaş "1993 yılında Gazi Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi, Muhasebe ve Finansman Anabilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya başlamıştır". yani 1990'da başladığı üniversitenin üçüncü senesinde araştırma görevlisi olmuş, daha mezun bile olmadan. şimdi denilecektir ki "yanlış yazılmış, 2003 olacağıdı". ama böyle bir savunmaya ancak "özrü kabahatinden büyük" denir; ne bileyim ben, belki çok yeteneklisin okulu bitirmeden kaptın pozisyonu. ya da daha kötüsü, yarın bir gün "başbakan'dan maaş alan öğretim görevlileri" meselesi kendisine hatırlatılınca yine "yanlış" yazılmış veya aktarılmış, hatta ve hatta bazı çevreler tarafından "maksatlı çarptırılmış" denilecektir. zemin hazır nasıl olsa.
ayrıca "almanca ve ingilizce bilen" bu yetkili abi'nin kendi web sitesinin ne almanca, ne de ingilizce versiyonu mevcut. bu da yetmez, makalelerinin tamamı türkçe, koy bir ingilizce makale dünya görsün ne kadar uzmansın, ne kadar ehilsin, ne kadar hakimsin bu reklamı yapılan dillere, olmaz mı? zaten ne zaman yurtdışına çıkıp yapmış o dilleri özgeçmişinde de bahsedilmemiş. varsa yoksa cumhurbaşkanı ile konfetiler eşliğinde çekilmiş sünnet organizasyonu tadında "üni" açılışından hatıra fotoğrafları, uçaklarda helikopterlerde basına demeç veriyorum pozları, ve diğer detaylar. şimdi bu şahıs"tuvalete gittiğimizi de yazalım bari" diye itiraz edebilir; gerek yok, beyanları ziyadesiyle aynı havayı yaratıyor zaten.
neyse prof kişi, hele sen kendi sayfandaki entry'lerini bi düzelt önce, ondan sonra bakarız.
başbakan'ın bu ülkede cebinden maaş verdiğinide görmüş olduk. başbakan parayı cebinden mi veriyor? devletin parasıyla kime hava yapıyor bunlar arkadaş. bir de koca rektör olmuş. vay arkadaş vay. anaokula bekçi yapmam ben bu adamı.
başbakandan maaş alan ve diğerlerini de kendi gibi sanan tek hücreli söylemi. başbakan ne zaman maaş vermeye başladı da biz duymadık. maaşı devlet verir, devlet de maaş verecek parayı çalışanların ürettiği değerlerin paraya çevrilmesi sonucu elde edilen gelirlerden aldığı vergilerden elde eder. başbakan da dahil tüm siyasetçilere maaşını türkiye cumhuriyeti vatandaşları olarak biz veriyoruz. kim ki çalışmadan para kazanıyorsa o hırsızdır dilencidir. çalışan ve üreten aldığı maaşla emeğinin karşılığını alıyor sanıyorsanız size şu soruya cevap verin derim. az sayıda çalışana karşın pek çok çalışmadan yaşayan insan var onlar kimin ürettiği değeri yiyorlar?