öncelikle bu ülkede ne kadar suriyeli, arap varsa hepsini gerisin geri ülkesine postalardım. gidip kendi boklarında boğulsunlar orada. yapacağım reformları bunların üreme hızlarını hesaba katarsam yapmam imkansız. sistem 1 ile 3 arası çocuk yapan, çocuklarını hayatlarının en büyük önceliği yapan, klasik türk ailesine göre.
10-12 yaşına kadar çocuklara sınav yaptırmazdım. çarpım tablosuydu, okuma-yazmasıydı öğretirken asıl ağırlığı çocuklara insan olmayı öğretmeye verecek bir müfredat yaptırırdım. vicdanlı, vatansever, saygılı çocuklar yetiştirmek en büyük öncelik olurdu okullarda. söz konusu müfredatları politikacılara değil; çocuk psikolojisinden anlayan kişilerle, alanında uzun süre başarılı bir şekilde öğretmenlik yapmış kişilerin ortak çalışmasına yaptırırdım.
öğretmenliği atandıktan sonra yan gel yat osman tarzı bir meslek olmaktan çıkarırdım. öğretmenleri her sene başında psikolojik testlere tabii tutar ve öğretme yetisine sahip olmayan, öğretme isteği olmayan kişilerin öğretmen olmasına olanak vermeyen bir sistem kurardım. ihtiyaç kadar öğretmen yetiştirirdim. 4 sene sonra X kadar öğretmen emekli olacaksa, X kadar öğretmen yetiştirirdim. belli bi yaşa gelen öğretmenleri zorla emekli ederdim düzenin bozulmaması adına. milli eğitim müfettişlerinin okullara uğrama sıklığını arttırır ve öğretmenlerin yetilerini iyice gözlerdim. öğretmenlik mesleğine itibarını geri verir ve "iyi düzeyde yaşabilecek" kadar maaş verirdim. kısacası öğretmenliği çok çalışılan, iyi kazanılan bir meslek haline getirirdim.
öğrencileri gözleyen müfettişler atardım. müziğe yeteneği olan bir çocuğu senelerce fizik, kimya, biyoloji diye kasıp hayattan bezdirtmezdim. aynı şekilde analitik düşünebilen bir öğrenciyi edebiyat derslerine sokup 100 küsür yazar ve eseri ezberletmezdim. şu anki eğitim sistemi her çocuğu aynı şekilde yetiştirip, fabrikalarda işçi olarak çalıştırmaya yönelik. her çocuğu ayrı ele alırdım.
paralı eğitimi itibarsızlaştırırdım. her okulda süs olarak bulunan laboratuvarların aktif olarak kullanılmasını sağlardım. 4 sene lisede elektron, proton, atom, hücre, mitokondri, atp, makara, palanga diye anlattırdığım şeyleri çocukların birinci elden kendi gözleriyle görüp, bu laboratuvarlarda test edebilmesini sağlardım. okullara bu ihtiyaçların karşılanması için ciddi miktarlarda bütçeler açardım. en kalabalık sınıfın 20 kişi olacak şekilde okul yaptırırdım.
20-30 yıl kendi bokumuzu yerdik ama gelen nesil öyle bir nesil olurdu ki; dünyanın en büyük ekonomisi olurduk.
ülkede hemen bir iç karışıklık çıkartıp Norveç ya da isveç'e siyasi sığınma talebinde.bulunup gül gibi yaşar giderdim bu ülkeyi Atatürk adam edememiş benim ne haddime.
Adalet bakanlığına hukuk mezunu, enerji bakanlığına enerji bilimleri mühendisliği mezunu, milli eğitim bakanlığına kariyer yapmış zeki bir öğretmen, maliye bakanlığına mehmet Şimşek, Ekonomiden sorumlu başbakanlığına ali babacan ı getirmek.
