kemal kılıçdaroğlu'nun neden çok sevildiğini gösteren cümlesi. adam gerçekten çok komik. hiç kimse milleti bu kadar güldüremiyor. inşallah 15 yıl daha chp'nin başında kalır stand up'larına devam eder. cem yılmaz'ı seyretmek için o kadar para vermeye ne gerek var. beleş stand up işte ne güzel.
aslında saçma gibi görünse de hukukun gücünün değilde, gücün hukukunun geleceği son noktayı gayet güzel açıklamaktadır. bir hukukçu olarak vaziyetten ders almak varken durumu aval aval izleyen millete her şeyin hak olduğunu üzülerek görmekteyim.
kılıçdaroğlunun konuşmasında geçen bir cümledir. ve doğrudur. ama bu sadece bir örnektir, açıklaması da adam istediğini öldürtür, ben emrettirdim böyle gerekti der, hukuk da hiçbir şey yapamaz manasına geliyor. gelsin faili meçhuller, gitsin suikastler.
iktidarı hiç sevmem, muhalefete de sevgi beslediğim söylenemez ama adam doğruyu söylüyor. ve biz de bu başlık altında ısrarla anlamak ve gerçekleri görmek istemeyen, sike sürülecek aklı olmayanları ayırt edebiliyoruz.
ülkemizin balık hafızalı insanlarının sözlükte olmaması zaten düşünülemez.
neyse, konuya gelir isek; mit-pkk görüşmeleri malum. sorgulama ve araştırma aşamaları bu pazarlık konularına gelir ise ne olur?
mit, kendi başına inisiyatif alarak bu pazarlığa oturmadı. siyasi iktidar talimatları ve elinde ki pazarlık konusu vereceği ödünler ile pazarlık konusu olgular ile masaya oturdu. buna yetki veren veya bu pazarlık edilen hususlar nedeni ile vatana ihanet suçu ile bir rapor hazırlanır ise, bunun ucu nereye dayanır?
hele ki; sn. başbakan etrafında olan insanlar yanlış yönlendirme veya yetki aşımı ile, bilerek veya bilmeyerek pazarlık masasına koydukları argümanları başbakanın "bir çare bulun" demesini, ülkeyi bölün olarak uygular ise bunun sonucu neler olur?
hele, son uefa-tff ilişkilerinde tff başkanını istifaya götüren süreç göz önüne alındığında, başkandan bilgi-belge saklayan ve resmi yazışmaları spor hukuku-yargı konusunda akademisyen insanlara tercüme ettirilmeden, sonuçlar tartışılmadan, fikir alınmadan, kraldan çok kralcı olan ve uefa da bir koltuk kapmak, şahsi husumetleri çerçevesinde hareket edenler tff başkanını detaylı bilgi sahibi yapmamışlar ve başkan istifa etmek zorunda kalmıştı.
bu yaşanan rezalet tff başkanının başını yedi ki; tamamen etrafında ehil olmayan insanlar yüzünden oldu. ya pkk-mit görüşmelerinde bir işgüzar veya yalaka haddini-sınırını-yetkisini aşarak mit kurumunu "başbakan talimatı" diye yanlış yönlendirir ise ne olur.
ülke, 2. bir adnan menderes vakasını yaşaması kaçınılmaz olur. yalakalar türk telekom arena da konuşmaları ve hareketleri ile başbakanı yuhalatmadı mı? bu yalakalar başbakana yakınlığını ve görevlerini suistimal eder de mit içinde başka bir yapılanma-hareket sahası oluşturmaya gider ise, suç kime kalır?
akıl ve sağduyu dışlanarak cahilce yorum yapmamalıyız. burada sn. kılıçtaroğlu ve sn. başbakan çok haklılar. fakat kurmay heyeti-danışman diye seçtikleri insanlar biat kültürü gereği üzerine vazife olmayan işler ve yönlerde hareket ederek bu insanları yanlış yönlendiriyor.
sn. başbakan ve kılıçtaroğlu siyasi parti başkanı. bir devlet adamı değil. çok dikkatli hareket etmeliler. ilk önce tüm siyasi parti başkanları(meclis içi-dışı) bir araya gelerek(yanlarına kimseyi almadan) başbaşa off the record görüşme-konuşma yapmalılar.
ülke çok kötü bir yapılanma-kutuplaşma içinde.
bunun gibi garip ve çok ekstrem bir örnek vermeye gerek yoktur. başbakan, istediği "herhangi bir kişiye" olmadık bir görev verebilir. bu kişi de, bu görevi yerine getirirken suç işleyebilir. bu durumda, başbakan bu suç işleyen görevliyi veya görevli olduğunu iddia ettiği başka kişi veya kişiler hakkında soruşturma izni vermeyebilir. bu durumda, başbakanın izin vermeme kararı "idari bir işlem" olarak, idari yargı denetimine tabi olur. bu karara itiraz edilebilir.
ama, zurnanın zırt dediği yer de tam burasıdır; bağımlanmış bir yargı başbakanın kararına karşı durabilir mi ? bu kararı bozabilir mi ?
sistem kendi mecrasında çalışsa, kılıçdaroğlu'nun endişe duymasına yer olmazdı. hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı, sistemi böyle anormal durumlardan uzak tutardı. ama, artık bağımsız yargıyı bırakın, yargı bile yok. çünkü, yürütme organı veya erdoğan, kendisini denetleyecek hiçbir kuruma katlanamıyor ve teker teker ele geçirip, etrafına bir koruma ve gerçek anlamda bir dokunulmazlık zırhı örüyor. artık sadece, adı yargısal olan görevlere getirilmiş hükümet komiserleri veya her türlü tehdit altında görev yapmaya çalışan yargıçlar var. bu yönden bakılırsa, mit yasasındaki beklenen değişiklik, pratikte, başbakana sınırsız suç işletme yetkisi verir. bir yetkinin sınırları, o yetkilinin insafına, karakterine ve otokontrolüne bırakılamaz. demokrasi, alınan oy oranı bahane edilerek sınırsız güç sahibi olunması demek değildir. özelliği gereği, kurumların, ülkeyi değişik alanlarda birlikte yönetmesidir. işte, yıkılan bu anlayıştır; demokrasidir.
Dervişin fikri neyse zikri de odur minvalinde aşırı-yorum içeren bir K. Kılıçdaroğlu beyanatı.
Yaşı tutanlar bilir, eskiden bir Yıldırım Akbulut vardı, gaflarından fıkra kitabı neşretmişlerdi. Halihazırda KK gaflarından fıkra ansiklopedisi çıkar. Çıksın gidip alıcam, bir kopya da Yılmaz Özdil'e göndereceğim, kitap ve kargo parası benden.
" bu çıkartacağın yasa ile birilerini öldürtebilir ve yargıdan kaçırırsın " demek istenen sözdür. kılıçdaroğlu bunu böyle de açıklamıştır. bu herifi sevmesem de doğrular budur.
akp'yi destekleyen andavalları daha net görmemizi sağlayan başlık.
"tayyip emir verse, bu dokunulmaz adamlar gitse adam öldürse, ahmet'i mehmet'i, hatta cumhurbaşkanını bile öldürse, kimse onlara dokunamaz." cümlesinden, "ahahhaa çok komik la" sonucuna ulaşmak için ne içiyorsunuz siz lan?
lefter e kaleci, van gölüne deniz diyen, seçimlerde zaten 40 kuruş olan ekmeği 40 kuruş yapacam vaadinde bulunan, referandumda hayır kampanyası yürütüp oy kullanamayan birinden über bir cümle daha.
neyin kafasını yaşıyosun sen?
lafı götünden anlayan, götbeyinlilerin doğal olarak yorumlayamayıp, "nie öldürsün yeaa eki eki ekiii" şeklinde tepki verdikleri cümledir.
bu yasa ile, tayyip sınırsız bir güce ulaşacak, emrindeki mitçiler cumhurbaşkanını bile öldürse yargılanmayacak. tayyip istemezse, bu mitçiler yüzlerce faili belli cinayet işlese allahın kulu onlara dokunamayacak, hukuk bile onlara dokunamayacak anlamındaki bir cümleden, bu tür sonuçlar çıkarmak için gerçekten ya liseli olmak gerek ya da mal.
--spoiler--
"hangi suçu işlerse haklarında bir şey yapılmayacak. suç işlemek amacıyla örgüt kurarlarsa bunlar yargılanmayacak. devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak soruşturma konusu olmayacak. devlete karşı savaşa tahrik soruşturma konusu olmayacak. düşman devlete maddi ve manevi yardım soruşturma konusu olmayacak. cumhurbaşkanına suikast ve fili saldırı soruşturma konusu olmayacak. silahlı örgüt soruşturma konusu olmayacak.
sayın cumhurbaşkanının dokunulmazlığının tek istisnası vatana ihanet. ama bu çete vatana ihanet etse soruşturma konusu olmayacak. cumhurbaşkanına sağlanmış haklardan daha fazlası bu çeteye sağlanmış olacak. bunun altına kim imza atacak, parlamentoda hangi milletvekili parmağını kaldıracak, vatan hainliği değil midir bu?
--spoiler-- kemal kılıçdaroğlu.
her hükümet bir çeşit derin devlettir sözünü destekleyen kelime.
zira cumhurbaşkanı hükümetin istediğini yapmaz hatta hükümete karşı çıkar ise malesef olabilecek durumdur.
