sayın başbakanım,
geçtiğimiz günlerde yaratıcısı olduğunuz açılım ilk meyvelerini vermeye başladı malesef...
malesef diyorum zira bu meyveler sizin beklediğiniz türden değildi takdir edersiniz ki...
önce taş atan çocukla hapisten çıkarıldı, ardından inegöl ve hatay'da etnik gerginlikler yaşandı malum...
pek tabii çocukların, çocuklarımızın cezaevlerinde olmaları hepimizi üzüyor lakin cezaevinde olmak bazı çocuklar için fevkalade bir ödül hatta.
misal bazı çocuklarımız da okuluna giderken iett otobüsünde yanarak can veriyor, kimisi de dershaneye giderken kurulan mayınlı tuzakta hayata gözlerini yumuyor.
sayın başbakanım,
taş atan çocuklar pek tabii bizlerin çocukları, lakin ya bu şehit olan çocuklarımız?
onlar bu vatanın evlatları değiller mi?
onlar bizim kızlarımız, bizim geleceklerimiz değiller mi?
bu bedeli onlar mı ödemeli yoksa bizler mi?
eminim bu konuyu düşünmüşsünüzdür sayın başbakanım...
taş atan çocuklar kadar, şehit olan çocuklarımızı ve şehitlerimizin çıplak ayaklı çocukları da umurunuzdadır eminim...
sayın başbakanım, sizinle paylaşmak istediğim bir diğer hususa ta düşünce özgürlüğü üzerine.
malum ahmet kaya sevginizi bilmeyen yok.
ama bu ülkede hala suçu saz çalmak olan ve cezaevlerinde çürüyen insanlarımız var.
"saz çalmak" eyleminden bahisle, yani fikriyatını deklare etme kaynaklı suçlamalara bir son verelim. bahtiyarlar yozgat'a sürgün edilmesinler. nereli olurlarsa olsun. ister diyarbakırlı, ister manisa'lı...
tabii ki tüm bunlar meclis kürsüsünden ağlamakla, vicdanları okşamak, hüzünlendirmekle olmuyor.
12 eylül cuntasının kanlı tedrisatınca soykırıma tabi tutulan bu memleketin solcu ve ülkücü değerlerine sahip çıkmanız takdire şayan, lakin bunu istismar aracı olarak, oy toplama maksatlı olarak yaptığınız aşikar.
lütfen biraz samimi olun.
madem kürsüye çıkıp ağladınız, düşünce suçundan cezaevinde bulunanlara, sözde ergenekon davasından yargılanmakta olup hala kendileri hakkında herhangi bir çete bağlantısı iddia dahi edilmeyen kahramanlara, teğet geçen(!) krizden ötürü mağdur olup da servetini ve hatta ailelerini kaybeden esnaf sanatkar ve iş adamlarına eski özgürlüklerini geri verin...
meclis biraz da halk için çalışsın sayın başbakanım. emin olun fena olmaz...
bir de neden evet demem gerektiğini bana anlatın.
ne değişecek şayet evet dersek?
misal fahiş vergi oranları ne olacak. ssk ve bağkur prim borçları için bir güzellik yapılacak mı?
maliye vatandaşın evine haciz götürüp aracını bağlamak sureti ile üretenin çalışanın elini kolunu bağlamaya devam edecek mi?
elektrik ne olacak misal?
ucuzlayacak mı?
ya mazot?
ötv'ler kalkacak mı sayın başbakanım.
yani?
yanisi şu...
halkın öncelikli sorunu ekonomi...
para yani bildiğiniz para...arap'ın tersi...
siz parasal yönden bizleri ferahlatın ki bizler köpeklerimize arap, arap, arap...diye hitab etmeyelim...
açılımlardan, saçılımlardan önce halkın karnını doyurmak lazım, emin olun halk cuntayı da 12 eylülü de umursamıyor sayın başbakan.
onların öncelikli sorunu iş ve aş...
önce iş, önce aş, sonra açılım...
bakın bu sıralamaya uyarsanız tadından yenmez...
