Bir şeyin olması için çabalayıp, bir türlü buna muvaffak olamamak.1 sene hayvanlar gibi öss ye hazırlanıp sınav günü çeşitli nedenlerden dolayı** sıçmak buna örnek olarak gösterilebilir. Sınava hiç hazırlanmayan bir öğrencinin çok düşük puan alması başarısızlık olarak değerlendirilemez, zira beklenen şey o kişinin düşük puan almasıdır. Bu durumda olabilecek şey hayalperestler için hayalkırıklığıdır.
(bkz: oss den cıkar cıkmaz sınavım cok ıyı gectı dıyıp lakın sonuclar acıklandıgında sıçan öğrenci modeli)
(bkz: ecelden kaçmak)
başarıya ulaşamamış bünyelerin kaldırmak zorunda oldukları sonuç!hayatta her yere düştüğünde seni çepeçevre saran duygu(?) eğer o yere düşüşlerde avuçların topraklarla dolu olarak kalkabildiysen bir süre sonra başarıya ulaşmanı kaçınılmaz yapacaktır...
her zaman bir fırsattır. ben ki zamanında gods must be crazy lafını "tanrılar çıldırmış olmalı" değil de "tanrılar çılgın olmalıdırlar" olarak çevirip tanrı olmak için çılgın olmanın gerekliliğini vurgulamış adamım, şimdi el feneri davasına bakıyorum.
this is sparta için yapılan "bu bir spartadır" çevirisinden bile daha kötüydü lan.
nedeni geniş bir yelpazede incelenmelidir. aşkta başarısızlık, yatakta başarısızlık, iş hayatında başarısızlık, aile ile geçinmede başarısızlık diye sıralanır.
sırttaki sivilceyi bir türlü sıkamamak. sıkamamış olmakla kalmayıp bedene daha da acı vermek; çünkü işi zamanından önce yapmaya çalışmak. vay be! sivilce üzerinden nerelere vardık. irin deyip geçme sözlük. irin deyip geçme!
başarısızlık aslında bir kibir meselesidir. insanlar çok çalışmazlar; çünkü kibre kapıldıklarından çaba göstermeden de başarılı olabileceklerini sanırlar. çoğu kişi, bir sabah uyandığında kendini zengin bulacağını hayal eder. aslında bunlar, durumu ancak yarı yarıya anlıyorlar. günün birinde uyanacaklar, o kesin, hepsi bu kadar.