mühendisliği seçmeyen diğer başarılı çocuklar doktor olmak ister. ya da ailelerinin akıllarına karpuz kabuğu düşürmesiyle ilintilidir. ama artık bu klasik meslek seçimleri eskidi tabi.
başarısız olup minibüs şoforü olan kardeşinden borç istemek zorunda kalmaya kadar gider bu zorunluluk. mühendislere hakaret değil bu, yanlış anlaşılmasın, ülke gerçeği.
aile dayatması ile birçok çocuk için geçerli durumdur. kişi daha lise yıllarında fen böülmünü seçtirerek başlanır zorlanmaya. böylece diğer meslekler bi işe yaramazmış gibi ya doktor ya da mühendis olunabilir. fakat kişinin istekleri bu durumda genellikle göz önüne alınmaz ne yazık ki. acıdır ama gerçektir.
güzel meslektir ama, ülkemde gerzek ailelerin çocukların yetnek ya da yatkınlıklarına bakmadan "doktor ya da mühendis ol" demeleri ve hala bu mesleklerin en havalı meslekler olduklarını düşünmeleri kendi cehaletlerinden gelir.
Ve hala bu mesleklerin çok para kazandığını düsünen insanlnarın olması ve cocuklarını bu mesleklere yönlendirmeleri saçmalıktır.
Oysa belki çocuk tasarımcı olacak ve mühendisin 2 senede kazandığını 1 ayda kazanacak. ayrıca hosuna giden mesleği yaptığı için de daha mutlu olacaktır.
gerekli mesleklerdir. Mucitlerin ve bilimadamlarının buluşlarını mühendisler gerçekleştirir.
ülkemizdeki eğitim zihniyeti yüzünden; daha liseye başlamadan herhangi bir derste ön plana çıkan çocuğa öğretmenleri ve etrafından yapılan "sen fen lisesini gir, seni sayısalcı yapalım" baskılarıyla başlar, lise ve üniversite tercih döneminde de aynı zihniyettekilerin "mühendis ya da doktor ol sen" demesiyle devam eder. yani bu hesaba göre tüm başarılı-zeki çocuklar mühendis, doktor vs. olsun. "peki ya bu ülkenin yönetiminde söz sahibi olma ihtimali yüksek, devletin önemli mevkilerinde yer alma ihtimali yüksek olan avukat, ekonomist, uluslararası ilişkiler uzmanı, gazeteci vs. meslek grupları onların hesabına göre daha az başarılı, daha vasat kişilerden mi oluşsun?" sorusunun yöneltilmesi gereken zihniyetin meydana getirdiği durumdur.
başlık tamamen doğru bir tespittir. mühendislik yapıma uygun değil diye son sene tercih türümü değiştirerek ts den sınava girip iletişim fakültesini kazandım diye fizik hocamın bana ciddi ciddi küsmüşlüğü vardır.. (eskiden öyleydi son dakikada tercih türünü böyle 360 derece değiştirip etrafı şok edebiliyordun...)
yakın ailem dışında kalanların da aynı şekilde beni anladıklarını söyleyemeyeceğim.. 3. tercihimi kazandığımı mutlu olduğumu sanırım kimse anlamamıştı. herkes daha iyi yerler bekliyorduk senden diyerek mühendis niye olmadın ki sorusuna yanıt arayıp durmuştu bir süre...
üzücü olan bıktıran zorunluluktur. türkiyede gerçek mahalle baskısının yaşandığı yerdir başarılı çocukların evleri. bu çocuklar sınavlara girerler yüksek puanlar alırlar vs. vs. ve sonunda istedikleri mesleği sırası gelir. fakat çevreden baskı gelir. diyelim ki çocuk arkeolojiye ilgi duyuyor ama kafa sayısala da basıyor falan doktor yapılır, mühendis yapılır. çocuk işletme okuyacaktır, herkes işletmecidir denir, çocuk teknik meslek istemez çevreden baskı gene gelir. kısaca başarılı çocuklar en kötü mühendis olur ve bu çoğu zaman kötü birşeydir.