baskılara daha fazla dayanamayan çocuğun son yutkunmasını yaparak, sinirle akşam karanlığında komşunun o meşhur veledini yanına çağırıp, o soyu sopu tükenmeyen başarılara imza atan bacaksız sen misin ... diye omzuna darbeler atarak onu geriye itip kafasını duvara vura vura kafasındaki bilgileri silercesine döver ve ohh diyerek rahatlamış vaziyette giderken, arkasını dönüp sakın bundan kimseye bahsetme diye evinin yolunu tutar. ertesi gün nedense o çocuğun vazgeçilmez başarıları nostalji olmaya başlamıştır, ailesi noldu bu çocuğun kafasının içindeki bilgilere diye durumu sorgulamaya çalışırken, diğer tarfta o güne kadar yapılan baak cemilenin oğlu ahmete baskısına maruz kalmayan bir ergen rahatça büyümeye yüz tutmaya başlamıştır.
