türbanı rahibeler takar, baş örtüsünü anadolu kadını, ninelerimiz teyzelerimiz takar. bunun dışında kafaya örtülen bir bezle kafa yoran yurdum insanının siyasi tartışmaları bir de bu bezin örtülüş şekli üzerine kafa yormaya başlamıştır. millet aldı başını gitti nerdeyse andromedaya ışınlancak biz hala şöyle bağladı böyle bağladı, bağlamayan orospu, bağlayan floresancı, babannem gibi bağlayan normal filan bırak şu rocknrollu kardeşim öeeh yeter be.
kenan evren kimdir?
darbeci.
türbanı diline dolayanlar kimler?
başörtüsüne fransa'dan türban diye bir isim getirip bu ülkenin başına bela eden kenan evren'i önder belleyen demokratlar(!)
"türban" fransa'dan gelmeseydi nasıl engellenirdi anadolu insanının çocukları, nasıl prangalara vurulurdu o insanlar.
zarar gören türkiye, zararı veren zararlı fikirliler. ama yolcular. naralarına bakın anlarsınız.
onu tesettürle sorunu olanlara sorun, çok güzel anlatırlar aradaki farkı. kutsal olan değerlere 'öyle bir şey yok!' muamelesi yapmakla bir yerlerini yemişler.
başörtüsünü laiklerin anaları takar türbanı da laik olmayanların anaları takar. laikler de anaları gibi başörtüsü taktıklarında siyasette denk güçlerin mücadelesini izleyeceğiz. şu anda sürekli dayak yiyorlar efendim durduramıyoruz.
boş küme. yok efendim türban sonradan çıkarılmıştır, vay efendim saçlarının hepsi kapatılmamalıdır şeklindeki ilkel yaklaşımlar çirkin ve düşmancadır. asıl yobazlığın ta kendisidir. nasıl ki şu an 20 yıl öncesinin pantolonlarını giymiyorsak, kimseden 30 yıl önceki şekilde başını örtmesini de bekleyemeyiz. kafasının içinde taşıdığı şeye beyin ismini layık görebilen kimse de bunu yapamaz zaten. kimsenin kimsenin kıyafetine karışma hakkı ve haddi yoktur. hele ki hiçbir dini bilgiye sahip olmadan, din alimlerini de yok sayarak "dinde bu yok" diye kestirip atarak işi bitirmeye hiç yoktur.
biri türkçe biri fransızca. başörtüsüne direkt tukaka demeye cesaret edemeyenlerin buldukları formül böyle yabamcı bir sözcük kullanarak daha rahat tepki oluşturabilecekleridir. tutmuştur. insan bilmediğine düşmandır ya annesi başörtülü olan türbana düşman olma paradoksuna düşmüştür.
baş örtüsü, dini inanç temelli takılan, geleneksel, köklerimizden kalma bir 'baş örtme' giysisidir, masumdur. türban ise bir siyasi figürdür, oy toplama kaynağıdır, toplumu ikileme götüren bir illettir.
baş örtüsü ninelerimizin annelerimizin taktığı hiçbir siyasi anlama gelmeyen saçları kapatan ve belli bir bağlama şekli olmayan örtüdür. türban ise siyasi bir sembol olup "sen bizdensin, sen değilsin" diyebilmek için belirli bir bağlama şekli olan siyasi semboldür. türbanın gamalı haçtan bir farkı yoktur. bazı cahillerin sandığı gibi türkiyede hiçkimsenin başörtüsüyle bir problemi yoktur. asıl sorun olan türbandır. bazıları artık bunu anlamalıdır.
fark yoktur. "velev ki siyasi simge" lafının kullanılıp kullanılmamasına göre özgürlükler yasaklanamaz.
siyasi simge olsa bile özgürlükler yasaklanamaz.
ikisinide takmayan kadınlar ve bu kadınların etrafındaki erkeklerin görüp açıkladığı farklardır.
takan kadınlar bilmezken baş örtüsü ve türban arasında ki farkı, bu insanlar oturur farkları yazarlar.
tanımda geçtiği gibi baş örtüsünün ninelerimizin örtüsü olduğunu türbanında yurt dışından ithal edien bir bez parçası olduğunu varsayalım. hatta iddia edildiği gibi ıristiyan adeti olduğunu varsayalım.
bak, bu kadar şeyi kabul ettik. bunun üzerine soruyorum yine; sanane?
sanane kardeşim, sanane? ne ilgilendirir seni? ister yahudi elbisesi olsun, ister hıristiyan, ister hindu,ister putperest, ister müslüman?
sanane ne diye ilgilendiriyoru seni?
laik türkiye cumhuriyetine tehdit falan diye başlar sivri zekalılar şimdi.
laik sistem, dini yasaklamaz, dine engel olamaz. her insanın dinini yaşamasını garanti altına alır. mecburiyeti budur laik sistemin. özgürlük getirdiği noktada budur. eminim ki allah size de vermiştir. aklınız var düşünün bir, din özgürlüğü diyoruz. dini simge taşıyanı almayalım devlet dairesine. böyle özgürlük mü olur?
laik sistemin esasında getirmesi gereken, müslümanın müslüman olmayana, müslüman olmayanın müslümana bir baskı kurmasını engellemek için vardır laik sistem.
o sebepten, türban ne olursa olsun karışamazsın. ister siyasi simge olsun, ister dini simge.
türbanlı bir kızımızın dar kot giyme, makyaj yapma ve kendini gösterip beğendirme çabası vardır.
başörtülü kızımızda bu yoktur.
ikiside bezdir ama takanların amacı farklıdır.
biri ben müslümanım, namaz kılmasamda, oruç tutmasamda, 10 tane sevgilim olsada bu türbanı takarım, okula da böyle gitmek için kıçımı yırtarım der.
diğeri artık etrafta pek gözükmemektedir. anamın, ninemin giydiğidir. eskimiştir. yerini yüzyılın müslüman kadın modası olan türbana bırakmıştır. takıldığı takdirde, kıçı sıkıp ortaya çıkartacak kot pantolon giymeye gerek duydurmaz. avon'u zengin edecek makyaj malzemeleri almaya da gerek duymaz. sadece müslüman olduğunuz için takarsınız.
ve müslümansanız sorun yoktur. ama müslüman gibi gözükmeye çalışıyorsanız o zaman, (bkz: türban)
baş örtüsü dini görevdir. fakat türban...
türban bazen saçtan da beter bir çekicilik kazanabiliyor. hatta saçtan bile daha büyük bir ziynettir. ayrıca türbanın bizim dinimizde değil hristiyanlık dininde yeri vardır. başörtü bizim kültürümüzdür fakat onun da farz olduğu hala tartışılmaktadır.
