Ben Yahudi öldürmedim. Alman olarak doğmak benim ne kabahatim ne de meziyetim. Benden izin isteyen olmadı [böylece birden bizi artık terk etmeyecek o soru, bir bizin ve ‘hangi biz’in mirasına, soykütüğüne, kollektifliğine dayalı suçluluk ya da bağışlama gibi devasa bir soru da sorulmuş oldu]. Nazi suçları konusunda tamamen masumum; ama bu beni pek teselli etmiyor. Vicdanım rahat değil […] ve utanç, acıma, tevekkül, hüzün, kuşku, isyan karışımı bir şeyler hissediyorum.
Hâlâ uykularım kaçıyor.
Sıklıkla bütün gece uyanık kalıyorum ve düşünüyorum, hayal ediyorum. Yakamı sıyıramadığım kâbuslarım var. ANNE FRANK’ı, AUSCHWITZ’i, TODESFUGE’yi ve NUIT ET BROUILLARD’ı düşünüyorum : “Der Tod ist ein Meister aus Deutschland.” (Ölüm Almanya'dan gelen bir ustadır.)