birden gelen bir istektir, karşı koyulmazdır, bazen nedensizdir. doluluğun, taşmışlığın, bıkkınlığın ve isyanın son raddesidir. koyuvermek lazım arada sırada, akıtmak lazım gözyaşlarını eğer rahatlanacaksa.
hayallerden uzağa düşüren sistemin her dakikada insanı içine düşürdüğü durum. tepkiyi içinde daha fazla barındıramayan ve biraz olsun özgür kalmak isteyenin yaptığıdır.
evrenin tüm kötü duygularla işbirliği yapıp üzerine geldiğini hissettiğin anda yapmaktan haz duyacağın eylemdir. hele birde fonda zeki mürenden avuçlarımda hala sıcaklığın şarkısı çalıyorsa kaçınılmazdır.
her şey üst üste gelmiştir.
her şey ters gitmiştir.
her şey seni bulmuştur.
zaman senin için durmuştur. oysa dışarda kuşlar, çiçekler, böcekler... herkes hayatına devam etmektedir.
ateş düştüğü yeri yakmıştır.
canın acımıştır.
içinde biriktirdiklerin mideni bulandırmaya başlamıştır.
yuttuğun cümleler boğazına kadar gelmiştir.
bağıra bağıra ağlamak istemişsindir.
birileri duymasa da olur.
bağırmak ve ağlamak.
ağlamak.
tavsiye notu : acı da, yara gibi kabuk bağlayabilir. kaşımamaya, kaşıtmamaya özen göster.
istenir...
ama maalesef insan çoğu zaman hep sessiz ağlamak zorunda kalır...
sezen in de dediği gibi ağlamak güzeldir...
Ağlamak güzeldir...
Süzülürken yaşlar gözünden.
Sakın utanma...
Ağlamak öfke delice nefret,
Doruklarda aşk doyumsuz sevinç,
Kahreden keder kısaca hayat,
Ve nefesindir ve nefesindir...
Ağlamak şu geçici dünyada...
Herşeye rağmen varolmak demek...
Ağlamak yaşanan binlerce duygu...
insanca coşkunun güzel bir şeyidir.
Ağlamak senin kara dünyada,
Hala sevdiğin ve hissettiğin,
Tüm güzelligin ve çirkinliğinle,
Var olduğundur var olduğundur...
umutsuz yakarışlardır. gözünden birikenler dökülürken, ağzından stresinin dökülmesidir. Bıkkınlığın göstergesidir. Kalbiniz sıkışır, ağlamak istersiniz, yan odada anneniz vardır, sessizce ağlarsınız, gözyaşlarınız yastığı ıslatır, kalbiniz ve nefesiniz öyle daralır ki "ölüyorum" zannedersiniz bir an, ağzınız kurur... bağırmak, hüngür hüngür ağlamak istersiniz; ama en sonunda gözyaşları içinize akar, kalbiniz kan ağlar. Yapılacak tek bir şey vardır: kabullenmek! Yalnızlığı, mutsuzluğu, aşkı, acıyı, yalanları, sevildiğinden şüphe duymayı, tanıdığın ve büsbütün teslim olduğun herkesten kazık yemenin aslında senin kaderin olduğunu, ayrılığın da aşk olduğunu, her şeye rağmen sevmek lazım, yaşama tutunmak! Onun bir yerlerde nefes aldığını bilip mutlu olmak!
Bu eylemin en rahat dönemi, Çocukluk dönemidir.
Her geçen yıl, biraz daha zorlaşır.
Bu isteği bastırmak zorunda kalırsın, çünkü ailen kaygılanır, sevdiklerin üzülür, nedenler, niçinler, teselli etmeler, boşverler faaliyete girer.
O yüzden bastırırsın bu duyguyu, usul usul ağlarsın.
Yüreğin böğürür ama sen Belgin Doruk zerafetinde ağlamaya zorlarsın kendini.