sevdiği insan yanında olmazsa , onu hissedemezse daralıp bunalan hayat damarlarından biri kopmuş gibi davrananların oluşturduğu ilişki çeşididir.
bu tarz ilişkilerde bağımlı olan kişi, dıştan bakıldığında sanki karşı tarafa bağımlıymış gibi görünse de bu kişinin asıl istediği şey, karşısındakinin kendisine tabi olmasıdır. tıpkı sürekli ağlayan bir çocuk gibi... bağımlı olan sürekli ağlayarak ilgi istiyor gibi görünse de asıl istediği yaktığı bu ağıtlarla karşı tarafın kendisine bağlılığını sağlamaktır.. karşısındakini bağımlı hale dönüştürmektir.
bağımlı olan taraf her yaptığının üç katını karşısındakinden bekler.
sevgiliye bağımlı yaşayanlar için en kötü şey ise, o yokken kendilerini oksijensiz kalmış gibi hissetmeleridir. o yokken hava yoktur, su yok, nefes yok... o yokken her yer kapkaradır o gelince ağarır. gökyüzünün rengine bile bakmak istemezler o yokken. her şey tatsız tuzsuz ve boş gelir...
ruh ikizi safsatasının çıkış sebebi de bağımlılığın temel olduğu aşklardır. bu ikizlerden ne yazıkki biri diğerine tabidir. tabi oluşundan da büyük bir haz duyar.
bu tarz ilişkiden sıkılan bağımlı olunan kişiler belli bir süre sonra bu ilişkiden kopsalar da yine bu tarzda kendilerine bağımlı olacak bir sevgili arayışına girmişlerdir. işte bu noktada bağımdaşlık denilen şey ortaya çıkar.