uzun vadede önemsizdirler. bağlanma, başka şeylerin yan ürünüdür: ilişkimizden nasıl bir tatmin buluyoruz? hayati bir alternatif olarak görüyor muyuz? ayrılık durumunda önemli bir yatırım (zaman, para, çocuk, ortak mülk vb.) kaybına uğrar mıyız? bu faktörler artar ve azalır, tıpkı insanların hissettikleri gibi. zararın neresinden dönerseniz kâr sayarsınız, ama hiç için para harcama fikrinden de hiç hoşlanmazsınız.
bir ilişiki, tıpkı diğerleri gibi, basbayağı bir yatırımdır ya. zaman, para, çaba yatırıyoruz; tüm bunları başka hedeflere yatırabilirdik, ama yapmadık. iyi bir tercihte bulunduğumuzu umduk, yitirdiğimiz ya da değerlendirmemizin engellendiği şeyin, vakti geldiğinde bize -faiziyle- geri ödeneceğini bekledik. hisseler alıyoruz ve onları, bir değer artışı görülene kadar elimizde tutuyoruz, sonra kârlar düşer düşmez ya da başka hisseler yüksek bir gelir habercisi olduğunda, alel acele satıyoruz (buradaki tüm numara, uygun anı kaçırmamakta yatıyor). eğer bir ilişkiye yatırım yapıyorsak, bundan beklenecek fayda, öncelikle güvendir; her anlamda güven: sıkıntı durumunda yardımsever bir elin uzanacağına, bahtsızlıklarımıza yardım edeceğine, yalnızlığımıza eşlik, hapse düştüğümüzde teminat, yenilgide teselli, zaferde alkışa duyulan güven. bununla beraber, bağlılık vaatleri uzun vadede kesinlikle anlamsızdır. çünkü bir simsardan satın aldığımız hisselere sadakat yemini etmeyiz.