bağlamanın primitif bir teknikle çalınmasından kaynaklanan hadisedir. istersen arif sağ'ın yaptığı gibi 10 bin tane bağlamayı yan yana koy, bağlama tek sesli, tek melodili bir sazdır. hapishanede metoduyla klasik gitar öğrenen mahkum düşünülebilir mi? düşünülemez çünkü o beyin işidir.
Musa Eroğlu bile "ben hala öğrenciyim" demektedir. Bağlamada öğrenmeniz gereken o kadar usül, o kadar teknik vardır ki hakkıyla bağlama çalmak senelerinizi alır. Kulaktan bağlama çalınabilir, ama 2 notanın yerini öğrendik diye de bağlama çalmış olmayız. Gönül işidir, kim ne derse desin. 2 yıldır bağlama eğitimi alıyorum, 2 konser verdim ama hala öğrenebilmiş değilim. Ömür vermek gerekir.
hızlı koşulabiliyorsa 1 gün de yeterli süredir. bağlama satan bir dükkana gitmek, bağlamalardan birini alıp kaçmaktan oluşan bir eylemdir sonuçta bağlama çalmak. neden tiye aldım? çünkü, "gitar çalmak bir beyin işi ise akdeniz akşamları hala neden var?" sorusu gündeme gelir. beyni olan adam, gitarı eline alıp bu şarkıyı her yerde çalar mı? çevrede, gitarını alıp bu şarkıyı çalanlarla dalga geçildiğini bilmez mi bu adam? enstrüman çalmak beyin değil, yetenek işidir. yeteneğin varsa, öküz de olsan çalarsın. beni örnek vermeye zorlamayın.
bir haftada ancak doğru oturuş pozisyonunu elde edebilirsin. Bunun yetenekle bir ilgisi yok. Ha mızrabı eline alıp aşağı yukarı sallayarak basit egzersiz tadında bir kaç türkü çıkarabilirsin. ama hepsi bu kadar olur.
not: ben 4 yıldır bu meredi çalmak için uğraşıyorum.