Kişiden kişiye değişebilse de, genelde iki üç aylık eğitim gördükten sonra kendi tekniğinizi geliştirerek yapılabilecek eylem.Azim ve sabır ister o ayrı...
aslında anlatılmaz yaşanır diye tarif edilen duyguların başında enstrüman çalmak gelir. nasıl tarif edilir ki ? nasıl anlatılır ? mesela bir tınıya ruhunu katmak hangi imgeyle anlatılabilir, çok duru, çok güzel, mükemmel ? her enstrumanın ayrı bir ruhu var, ben bağlamanın ruhunu, ruhumda hissedebilen biri olarak, o 7 telli herhangi bir ağaçtan yapılmış olan sazın aslında sadece çelik teller ve kütükten meyana gelmediğini, onun aslında maharetli ellerin ve çoşkulu bir yüreğin harmanıyla derde deva, ruha ilaç olabileceğinin farkındayım.
oynak bir bozkır havasında, mızrabı tellere taktıra taktıra aşağı yukarı oynatmak, bir deyiş te her mızrap vuruşunu isyana çevirerek asi bir küheylan gibi şah(a) kaldırarak, bir hoyratta, bir barakta, o telleri ciğerlere işleterek, bir halayda, bir horonda duyguyu kaybetmeden hızlanarak, bizi bizden alan, bizim değerimizdir bu ses.
aşıkların, ozanların topu, tüfeği, mitralyöüzüdür. ali ekber çiçek in deyimiyle telli kuran dır bağlama.
ve inanın bir insanın hayatına ırmak boyu huzuru verir bağlama çalmak.
Bağlama çalmak gitar çalmaya benzemez;ağır olmayı gerektırr ve adam olmayı calarken yasarsınız o duyguyu ıcınızde herkesede nasip olmaz.çok sanslı oldugumu dusunuyorum; 3 ay kursuna gidip bırakmakta marifet değildir ogrenmenın yası yok alın evınıze baslayın yavastan..
zor bir iştir. gitar çalan bünyenin de zorlanacağı olaydır.
eskiden saz çalmak olarakta geçen bu hadise çok popülerdi. hatta zirve yaptığı 80 ve 90'lı yıllar da vardır. ama şimdi bu iş ele ayağa düşmeden profesyonelce yapılmaya çalışılıyor ki bu da en güzeli.
güzel yetenektir ama günümüz Türkiye sinde yok efendim sen alevisin,sen müslüman değilsin kafirsin diyerek dışlanır ama işte o dışlayanın kafasında o bağlamayı kırmak lazımdır ki bağlamaya acırım.
Edit: Alevi değilim.
12 yıldır uğraşım haline gelmiştir. zevklidir. bırakmayı düşündüğün anda o seni bırakır. asla bırakmamalısın. her gün egzersiz çalışmalısın. repertuar oluşturmaktan daha önemlisi egzersizleri bırakmamaktır.
üzücü olan ise son zamanlarda okuma yazma bilmeyen tiplerin türkü yapıyorum diyerek ekranlarda özellikle ucuz tv kanallarında sıçıp batırmalarıdır.
erzurumlu emrah'ı, pir sultan'ı abdurrahim karakoç'u okumayorsanız bu işe girmeyin derim. keyif alamazsınız.
emek, sabır ister. ama ogrendikten sonra oyle bir zevk verir ki insana sormayin. bir ayda hafiften calmaya baslarsin sakin egitimini yarida birakma devam et o sazi aglatana kadar pratik yap. tum sevincini, uzuntunu onunla gider. ben bu sansi kacirdim neden mi ergensin, kizsin, tum yasitlarin gitara giderken sen tutmussun saza gitmişsin olur mu ayip. hemen kurs birakilir tabiki. sonra gecer karsina biri oyle bir calarki hadi lanet olsun dersin neden biraktim. kizarsin kendine 4 yil dokunamazsin saza daha beter koyar.
sevdayla ilgisi olmayandır. zira öğrenmeye başladığımda sevdalı filan değildim hala değilim. yetenekten ziyade sabır ister. kısmen öğrendikten sonra saçlarınız hala yerindeyse şanslısınızdır.
Nota öğrenmeyin. içinizden geldiği gibi çalın. Bir süre sonra gözle görülür şekilde geliştiğini görürsünüz. Ve 3 ay Sonra duyduğunuz çoğu parçayı çalabilirsiniz.
kesinlikle nota öğrenin. nota öğrenmeyin diyenler ilerleyemezler fazla. zira hiçbir şarkıyı kendi başlarına tam ve doğru çalamazlar. bu işin erbabı değilim daha ancak bu kadarından eminim.
harika bir şeydir. sadece bağlama değil, enstürman çalmak harika bir şeydir. sosyal açıdan sizi geliştirir özgüveninizi tazeler hele hele bir çocuğunuz varsa mutlaka müzik eğitimi vermelisiniz. bir de hem bağlama çalabilen hemde orhan gencebay hayranı biri olarak şunu diyebilirim. bağlamayı ilerlettikçe - ki gencebay eserleri çalmak bunda acayip işe yarar- orhan gencebaya daha daha hayran olursunuz.
bildiğin sobalık odun kalitesizliğindeki bağlamaya 500-600 tl fiyat çekiyorlar. ayıptır. gitarda da durum öyle. gençler çocuklar heveslenip zar zor alıyorlar ama enstrümanın iğrençliği nedeniyle kısa sürede bırakıyorlar. dükkanların vitrinleri beş para etmeyecek bağlamalar ve gitarlarla dolu. bir insanın bunları müzik enstrümanı diye satabilmesi için doğuştan ahlaksız olması gerekir.
her zaman diyorum: müzikle uğraşacaksanız gücünüzün yettiği en en en pahalı enstrümanı alın. vazgeçseniz bile satmanız çok kolay olur.