denir ki:
masallar diyarı bağdatta bir zamanlar hangi taşı kaldırsan altından ya bir alim, ya bir şair, ya da bir sufi çıkarmış. sonra devran döndü, ne taş üstünde taş kaldı, ne de gövde üstündeki başlar baş olabildi...
bir kan şehri haline geldi..işgalcilerin elinde biten bir güldür bağdat; gülmez,ağlar..
ayrıca dünyada bir milyon nüfus sınırını ilk geçen şehirdir.
rap denen şeyin nasıl yapıldığını en güzel şekilde anlatan sagopa kajmer şarkısıdır. amerikanya'nın demokrasiyi füzelerle getirdiği güzel çocukların yaşadığı şehirdir.
"hey hadi, hadi soyle. hadi soyle, kimin yasayacagina kim karar veriyor? kimin olecegine kim karar veriyor? bu savas anlamsiz. bana bakin, burada duruyorum ve ustume tek bir kursun bile gelmiyor. bir tane bile gelmedi. peki neden? neden hepsinin olmesi gerekiyor? burada durabiliyorum, gorebiliyorsunuz!"
sözleri the thin red line adlı filmden alınmıştır.
gecesi gündüzü belli olmayan bir ayyaşın damarlarında dolaşan alkol gibi, karış karış her toprağında petrol olan, çatlamış topraklarına kan damlayan korku şehri. fakirlik ve açlığın kol gezdiği bir ülkeye, "nükleer silah bulundurma ehliyeti" olmadığı için, talan edilmiş şehri güneş.
artık bağdat lı çocuklar boş mermi kovanlarıyla büyüyor, bazen soğuk namlular dayanıyor öpülesi alınlarına. terör olarak addediliyor saklambaç, yardım yataklık algılanarak. birde 42 numara bir çift ayakkabı var, ruhumun ezik kalmışlığından daha öte, bir orospu çocuğuna fırlatılan..
cennetten çıktığına inanılmış dicle nehri'nin iki kolunun şehrin içinden geçtiği; acemceallahın armağanı, allahın istediği anlamına gelmektedir. acemce bag (tanrı) dad (verilen) dan gelmektedir. başka bir açıklamaya göre bağ (bahçe) ve dad (verilen) kelimelerinden oluşup verilmiş bahçe anlamına gelmektedir.
bağdat musul yolu arasında kilometre kovalarken birşey farkediyorsunuz. önce giderek sıklaşıyor check pointler.
kilometre başı durduruluyorsunuz. tam bu durum alışılmış gelmeye başlarken başka birşey fark ediyorsunuz, tüm noktalarda levhalar,dur işaretleri ve yol kenarlarını belirleyen ıvır zıvırlar eski füzelerin kıç taraflarından yapılmış.
öyle bir şehir ki bağdat patlayan füzeler en işlevsel unsurları artık.
8 aralık patlamasında ölü sayısı göründüğü gibi 127 değil 200'ün üzerinde yaralı sayısı 700 civarındadır. olayın oldugu yer sözüm ona en güvenli yerlerden biridir. *
ps: bağdat'la ilgili bir olayı TV'den takip eden takip ediyorsanız iyi görünen herşeyi ikiye bölünüz, kötü ne varsa en az iki ile çarpınız... *
şehrin tarihsel gelişimini inceleyecek olursak abbasi halifesi ebu'l abbas'ın oğlu mansur tarafından eski bir sasani köyü'nün yerine ms 776 yılında kurulmuştur. kuruluşundaki adı darusselam'dır. daha sonra sırasıyla medinetüsselam ve sonunda da günümüzdeki adıyla anılmaya başlamıştır.
''bugün''ümüze ışık tutan sözlere ait sagopa kajmer şarkısı.
Mermi icad oldu mertlik bozuldu
ve merhumlar evin duvarında meçhul Gazi.
Mayın ''şehit Taburu'',
''MAYISTA'' kan yağmuru,
düşman uyku mahmuru,
dünya kin maduru,
solum da katliam, nerede sağ duyu?
13. yy'da ilhanlılar tarafından (hülagü han) yakılıkp yıkılmadan önce bilim ve sanat merkezi olan bir şehirdi. ama moğol hükümdar hülagü han bağdat'ı yerle bir etmiş, kütüphaneleri yakmış, bütün kitapları dicle nehri'ne dökmüştür. bu barbarlık olayının, doğuyu bilim ve sanat yönünden asırlarca geriye götürdüğü söylenir.
islam dünyasının ilk kağıt fabrikasının kurulmuş olduğu şehirdir.(794)istanbul 1100'de, italya 1154'te, Almanya 1228'de ve ingiltere ancak 1309'da kağıt kullanmaya başlamıştır. sanırım bu biraz daha ne derece önemli olduğunu anlatmaya yardımcı olmuştur.dünyanın ilk üniversitelerinden sayılan nizamiye medresesi de burada kurulmuştur.
yağmalandı.
yok edildi. semiramisin uğruna yapılan asma bahçeleri
bir hiç uğruna talan edildi.
ana gibi yar
bağdat gibi diyar olmaz derdik
artık bağdat diye bir diyar yok zaten! kahrol amerika!
--spoiler--
hey hadi, hadi söyle, hadi söyle kimin yaşayacağına kim karar veriyor, kimin ölüceğine kim karar veriyor, bu savaş anlamsız, bana bakın, burda duruyorum ve üstüme tek bir kurşun bile gelmiyor, bi tane bile gelmedi. neden? peki neden hepsinin ölmesi gerekiyor? burda durabiliyorum görüyorsunuz!
--spoiler--