Önünde sonunda yaşanacak durum. Pollyana masallarından er ya da geç uyanıyor insan. Bunun sebebi ise, hepimizin bencil oluşu. Bencil varlıklar, bir arada mutlu olamazlar.
Vazgeçmektir. Bir şekilde alışır gibi yaparsınız ara sıra isyan edersiniz ama sonra yok olmuyor deyip teslim olursunuz kaderinize. Can çekişircesine çırpınsanızda, çığlıklar atsanızda, kar etmez, ellerinize kelepçeler vurulmuş kadar çaresiz hissedersiniz kendinizi.
Teslim olmaktır. insanın kendisiyle, çevresiyle, tüm dış dünyayla cebelleşmeyi bırakıp, rahatlamaya karar verdiği andır. Yaşamı kolaylaştırır, daha mutlu ve olumlu olmanın dayanılmaz hafifliği yaşanmaya başlar.
--spoiler--
bu tuhaf adamların bilmeceleri çözmeleri imkansız
birer harf gibi duruyor kentler haritanın ortasında
düzden de okusan, tersten de okusan
hayat değişmeyecek besbelli
--spoiler--
insanoğlunun "nefsi"ne her daim yenik düşeceğini bilmesi ve bunun ekmek gibi, su gibi, ölüm gibi gibi değişmeyecek bir gerçek olduğunu kabul etmesidir.
hayat ne kadar bazen kısır, bazen olabildiğine değişken ama yine de bir döngü olarak devam ediyor olsa da, bazı şeyler hiçbir zaman değişmez. insanların değiştiği fikrini farklı insanlara karşı savunurken, siz değişemediğinizi farkettiğinizde depresyona doğru emin adımlarla ilerliyor hale geliyorsunuz. bunu değiştirmek için bir şeyler yapmak anlamsızdır çünkü bu da bir paradokstur. değişmeyen şeyleri değiştirmek adına değişiklikler yapmak imkansızdır.