yaklaşık ve genel olarak, doğruluğu yadsınmaması gereken bir ölçüde olan çıplak bir gerçektir.
efendim efendim, geçen ne oldu anlatayım, isim vermeme tabii ki gerek yok amma ve lakin anlatmadan durması da malumunuz üzre gerçekten de zor zanaat!,
kısaca uydurmaya çalışacak olursak, yaklaşık olarak 6 gün öncesine kadar aldığım bir mesaj neticesinde olay ve gelişmeler cereyan etmeye başladı, neydi bu nasıldı bu cereyan, söyleyeyim,
amanın tanrım gördüğüm bir düş olsa gerekti yada ben öyle hayal görmüştüm, ama hayır bir daha okudum bir daha okudum ki aha orada kaybolmadan duruyordu!, neydi biliyor musunuz gelen mesaj?, resmen şuydu açık ve seçikçe, bir insan hemde yazar ve fakir!, şunu demiş: bana sahip ol ve yemek yedirip giydir sende para çok senin canını yeriz ne dersen yapar işçin olur kapında yatarız!, dememiş mi!, abo, yuh, çüş oldum resmen, la ne bu patavatsızlık abicim, kaç kişisiniz ki siz böyle, buyurun tamam gelin ama böyle de eziklik içinde olmanız olmamış ki yani!, dedim; arkadaş neyse işte bunlar baktım ki kendilerini tanıttılar güven açısından da evlerine gönderdim benim uşaklardan ikisini ( hani baksınlar da kimin neyi kimin fesi yani öyle ya güzel kardeşim haksız mıyım?. yok neyse) baktılar ettiler ki sağlam ayakkabılarmış aldılar getirdiler.
yahu eve girer girmez pirzola var mı yok efendim işte buzdolabı nerede paşam affedersin, oho ho ne oluyoruz birader ayıp ya demeye kalmadı üstümden atlayıp sanki usain bolt gibi hepsi bahçedeki havuza koşmaya başladı yemeği de unutup bak hele bak!, şöyle bir içim gitmedi değil hani ne yalan söyleyeyim!, tı tı tı diye baktım ardlarından, neyse işte geldi bunlar bende o arada julie ye ( hizmatçım) yemek hazırlamasını ( ukraynalı) söylemiştim de hazır etti gıllicik ağzını yidiğim!, yemeğe bir abandılar bir abandılar arkadaş ben kaşığı uzatıcam tam bakıyorum havyar bitmiş tam çatalı uzatıcam bakıyorum suşi bitmiş!, en sonunda kalktım yerimden ulan hoyyyt dedim beee yiterr laan beee açsınız anladık da bu kadar da saygısız olunmaz oofff bıktım ya fakirlerden diye kalktım gittim yatak odamda kitap okumaya,
gel gelelim kardeşlerim, neyse işte, bu sazan abiler ve kız kardeşlerim de yemeği yiyip zıbaradurdukları sıra aşşağıya indim baktım yediklerini götlerinden sayıklıyorlar ( ehüeühehüü ) amma açmışlar la ııy bö diye yanlarına usulca iliştim, ben hep şunu duyardım küçüklüğümden beridir, fakirlerin nefesi kokarmış filan derler ya hani!, heh insanız neticede bir merak ettim ki sormayınız, gidip sırayla ağız uçlarına kadar dikkatlice eğildim ki amanin booo birde ne koklayayım resmen ayak kokusu ahır mübarek ahır!, ayy hemen koştum yıkanmaya gittim ve duşta kendime yemin ettim ki bir daha yazar kısmını evime almam anladım ki aç biilaç la bunlar vay anam vay hayırlısı neyse haklarında o olsun yav!.
çok doğru ve yerinde bir gerçektir. Mesela ben, sabahın köründe kalkıp sözlükte takılıyorum, fena halde açım, ağzım bok tadıyor, kokusunuda siz düşünün.
Not: kalkıp bir şeyler yemeye üşeniyorum.
Edit: fena halde boğaz iltihabı geçiriyorum. Dün ceviz ve incir reçeli yemiştim.
yeni kalktık lan olsun o kadar. dün bir de diş çektirdik. Ha bir de sigara içiyoruz zaten. ha bir de reflü falan da var. ha bir de... bi dakka ben ağzımı imha edip geliyorum. şaka lan yarım saat sonra koku falan kalkmaz. ben bi çükülota yiyim. :*
"bir insanın apış arası kokuyorsa kıllıdır, ona etek traşının ne olduğunu öğretin.
bir insanın kıçı kokuyorsa gafildir, ona taharetten bahsedin.
bir insanın koltuk altı kokuyorsa terlidir, sğuk su içirmeyin.
bir insanın ayakları kokuyorsa ameledir, onu eğitin.
bir insanın ağzı kokuyorsa açtır, doyurun."