bağzen;
derdimizden birşeyler çıkarmak isterken 100 bin megatavlık bir acıya daha sahip olmak. tahammül edememek aczimize. bir avuntunun ardından kalmak, kandırılmış olmak. içimizdeki sızıdan mütevellit yazamamak.
taş kesilmek, lal olmak .
merak ve tatminsizlik duygularıyla durmak bilmeden ilerleyen "medeniyet" karşısında sürekli bir şeyleri yakalama telaşında yaşamayı unutuyorduk bazen. ne acı değil mi?
sabah kalkarsın fresh halinle telefona bakarsın bir hevesle kimse aramamış biraz bozulursun.bazen yalnız hisedersin kendini caddenin tam ortasında.durup insanlara bakarsın tanıdık varmı diye o esnada sigarandan bir nefes ceker denize karsı sigarana devam edersin seni düşünen biri olmaması ne kadar kötüdür yine bir nefes cekersin bazen böylesi daha güzel dersin ama gözün yine telefona takılır arayan soran yine yok yalnızlık kötüymüş dersin sonradan soğuk havada ellerini cebine sokarak yürürsün sahilden yavaş yavaş.