o bilsin diye yazmazsın. içinde kalırsa patlayacak gibidir sözler. yazarsın. okuduğunu hayal edersin bazen. okusun da istemezsin.
çünkü zordur verilen bu kadar değere layık olabilmek, bilirsin layık olamaz çoğu kimse. yakıştıramazsın. silersin. ve ben şiir yazıyorum diye övünen herkese ben hiç anlamam dersin.
ama onun haberi olmaz, sen sadece içinde yaşattığın hayali beslersin yazdıkça. ama onun gözü hiç doymaz. sonra yazmak tutku haline gelir, mesele bir de onu yazmaksa artık kurtuluşun yoktur. ancak karşılık bulmadığını görünce bir gariban sobası bulur yakarsın ya da sarıyer'in yüksek bir tepesinde bir teneke kutusunda yakıp kül edersen... bari bir işe yarasın diye üşüyen ellerini ovuşturursun üzerinde, bir sigara yakarsın mesela... ona birşeyler yazmak umut etmektir çünkü... kaldırıp attığında bir köşeye unutmak değildir aslında... unuttuğunu sanmaktır, kendini kandırmaktır...
yazarsın, saçmalarsın, keşke yazmasaydım dersin... aklından silersin... öylece kalır, hevesin kaçar. sonra bir datça görürsün, kolay ulaşırsın zor vazgeçersin.