entarasa bir film...
hayatın çeşitli gerçekleriden uzak kalan bir adam,içeri girip şaşkına dönen ve içerde dönen hayatın diğer yüzü...
karşılaşmak ağır geliyor tabii,çünkü kime ne sunulursa bu dünyada ancak o sınırla içinde gelişim gösterip geri kalanlar sanki dünyada değilmiş gibi yaşıyoruz.
yaşamak zorunda kalıyoruz,
hani derler hayat bu kime niyet kime kısmet...
pardon vardı yıllar önce çekilmiş. yine yanlışlıkla hapse düşmüştü insanlar. burada da ona yapılan bir eleştiri izleniyor, adalet yapısına geçirmeler ile dolu, fakat erdem'in senaryo gereği zaman zaman sıktığı, ancak muhteşem iş çıkardığı filmdi. şimdi aklıma geldi de bir yazayım dedim öylesine. küçük gözyaşı da dökmüştüm filmde yanlış hatırlamıyorsam.
hukuk sistemimize karşı eleştirel bir yaklaşımın abartılmış sahneler ve diyaloglarla izleyiciye sunulduğu bir filmdir.
pardonu severek izleyen biri olarak bu filmi beğenemedim açıkçası.beğenemedim derken dahi içimde de suçluluk psikolojisi olmuyor değil zira senaryonun bir mahkum tarafından yazılması insanın içini ister istemez sızlatıyor.belki de filmde ironi ile duygusallık daha iyi harmanlanabilse,tadında bırakılabilse idi,ortalama bir türk filmi olarak hafızamda kalabilirdi.buna iyi bir örnek olarak pardon gösterilebilir.şimdi pardon oyuncularıyla,senaryosuyla vs tamamen profesyonel deyip de bu filmle nasıl karşılaştırırsınız demeyin,bu filme de baktığınızda yapımcısı,yönetmeni,başrol oyuncusu ve küçük rollerinde hep bilindik isimler var.üzerinde biraz daha emek sarfedilip eli yüzü daha düzgün bir film çekilebilirmiş diye düşünüyorum.
bir not daha:izlerken beni hakikaten gülümseten ve şimdiden söylüyorum bunu yeri geldiğinde kullanacağım bir sahnedeki diyalog ise şu şekilde:mahkumlar yemek sırasındadır,sıra vural çelik'e(başrol)geldiğinde,yemek dağıtan çok az "pilav" koyar kendisine.adam zaten hapishanede iyice manyak olmuştur ve ağzından şöyle bir laf çıkar.ne lan bu tespih mi yapıcaz,koysana biraz daha...sonrası malum...kavga
başroldeki erdem * karakterinin aşırı saftirikliği yüzünden bir süre sonra baygınlık geçirmeme sebebiyet vermiş film.
türkiye'de adaletin işleyişine getirdiği eleştiri herhalde tek artısı. sürekli ileri tarihe atılan mahkemeler ve içeride boşa geçirilen yıllar. üstelik bir de suçsuzsanız hayatınızdan zorla çalınan yıllar. çok acı birşey.
zatın bayrampaşa ya nasıl düştüğü veya neden çıkmak istemesinden ziyade, filmin gerisinde dikkati çeken en önemli detay çelik gibi bir irade sahibi anne vardı, kimi zaman hüzünlendik kimi zaman duygulandık, bazende gülümsedik. son dönem başarılı yerli filmlerden.
son dönem türk sinemasında izledigim en güzel dram filmlerinden birisi.
konusu ve oyuncularıyla cuk oturan bu filmde,bayrampaşa mahkumlarının gerceklerini ve günlük hayatlarıyla baglayan bir senaryo anlatılıyor.filmde üc duygusal sahneden gözlerinizin dolmaması icten bile degil*
mutlaka izlenesi bir o kadar da ders alınasıdır.ben cok dikkat kesildigim ve duygusal anlamda kediyle eş deger oldugum konu;bir babanın ogluna olan sevgisi olayı bitirmiştir.