Bayramda gezmek tozmak yerine çalışmak zorunda kalıp, zorla işe çağrılma durumunda yapılan macburiyetlik durumu. Özellikle 2006- 2007 yıllarını birbirne bağlayan gece yılbaşında, pazar günü ve kurban bayramı diye 3 farklı tatil günü bir araya gelip o günü rezil etme durumudur. *
sıçayım özel sektöre , ah ulan devlete kapağı atmak vardı dedirten olay.
az önce aldığım bir son dakika haberine göre şahsıma yine kitlenmiş bir işkencedir. bu kaçan kaçıncı bayram namazı yarabbim sen affet.
arife günü yalvar yakar alınan izinde büyükler koşturmak suretiyle ziyaret edildikten sonra tüm şamatayı arkada bırakarak bayramın üç günü de gece 11.30'a kadar aptal saptal insanlarla uğraşmak, ama yine de moralini yüksek tutmaya çalışmaktır.
yaklaşan sınavlar nedeniyle evde ders çalışması gereken yazarlar da vardır. anne babasının yanına bile gidemeyecek tek başına evde kocaman kocaman kitaplarla bayramlaşacaktır.
bayram ardindan gelecek olan doktora yeterlilik sinavi varsa ki benim var, mecburen yapilmasi gereken faaliyet. aksi halde doktoradan atilmak, kariyer hedeflerini yeniden gozden gecirmek vb. olgularla karsilasilmasi dusuncesi insani yusuf yusuf modunda hareket ettirmektedir.
insana " bu işyerini ben mi kurtarıyorum lan " havası yaratan olay.
her bayram istisnasız başa gelen.
çekilen.
sözlükle, fincan fincan kahveyle ve sağdan soldan gelen kalıp bayram mesajlarıyla geçip giden.
çok güzel bir hadisedir. işe geliyorsun, trafik yok, kalabalık yok, sinir yok stres yok. ancak; erkenden işe gelip kahvaltı yapmamışlar için kötü bir özelliği de vardır: