Zamanla anlıyor insan: 3-4 güne sıkışmış bir tatilden öte bir
şey bayram...
Hayata rasgele serpiştirilmiş ilahi ikramlar, kıymet bilen kullara
her daim bayram yaşatır.
Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz kalınca anlar
insan...
Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir; sevmeninkini
yalnızlık...
Sızlamayan her organ, hele de burun direği bayramdır.
Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni
kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp "Çok şükür bugünü de gördük"
diyebilmek...
Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.
Küsken barışmak, ayrıyken kavuşmak, suskunken konuşmak
bayramdır.
Bir kitabı bitirmek, bir binayı bitirmek, bir okulu bitirmek,
kâbuslu bir rüyayı, kodeste ağır cezayı bitirmek bayramdır.
Yoğun bakımda sancılı geceyi ya da kangren olmuş bir ilişkiyi
bitirmek de öyle...
Vuslat da bayramdır öte yandan...
Endişe içinde beklediğinden mektup almak, telefonda ansızın sesini
duymak, deli gibi burnunda tütenin boynuna sarılmak bayramdır.
En acıktığın anda dumanı tüten bir somunun köşesini bölmek,
korktuğunda güvendiğine sarılabilmek, dara düştüğünde dost
kapısını çalabilmek bayramdır.
Bir sürpriz paketinden çıkan hediye, tatlı bir şekerlemede
üstüne serilen battaniye, saçlarını müşfik bir sevgiyle okşayan anne
bayramdır.
"Ona güvenmiştim, yanılmamışım" sözü bayramdır.
Hiç aldatmamış, aldanmamış olmak bayram...
Yeni bir sözcük öğrenmek, bir tünelin sonuna gelmek, müzmin bir
işin kapısını çarpıp uzun bir yola çıkıvermek bayramdır.
Zorluklara tek başına göğüs gerebilmek, gereğinde haksızlığın
üstüne yalın kılıç yürüyebilmek bayramdır.
Yeni eve asılan basma perdeler, alın teriyle kazanılmış ilk
rızkın konduğu çerçeveler, yüklü bir borcun son taksiti ödenirken
sıkılan eller bayramdır.
Evde yalnızlığı noktalayan insan nefesi, akşam kapıda
karşılayan yavuklu busesi, sevdalı bir elin tende gezmesi, nice adağın
ardından çınlayan çocuk sesi bayramdır.
Sonrasında gelen ilk diş bayramdır, ilk söz bayram, ilk adım, ilk
yazı, ilk karne bayram...
Güne gülümseyerek başlamak bayramdır.
''iyi ki yanımdasın'' bayram, ''Her şeyi sana borçluyum'' bayram,
''Hiç pişman değilim'' bayram...
Evlatların mürüvvetini görebilmek, eve dolu bir torbayla
gidebilmek, konu komşuyla yarenlik edebilmek, akşamları eskimeyen bir keyifle
çay demleyebilmek bayramdır.
Zamanı donduran eski fotoğraflara nedametsiz bakabilmek, altı
çizilmiş eski kitapları aynı inançla okuyabilmek, yol arkadaşlarının
yüzüne utanmadan bakabilmek bayramdır.
Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta
ölebilmek bayram...
Bunların kadrini bilirseniz, kıymet bilmeyi öğrenirseniz her
gününüz bayram olur.
Meraklanmayın, öyledir diye size deli demezler.
Deseler de böyle delilik, bayram artığı günlerdeki nankör
akıllılıktan evladır.
Her Yıl 2 kez dini olarak olur. Resmi bayramlarda vardır ancak onlarda evlere gidilip el öpülmez. 29 ekim CUMHURiYET bayramı , 30 ağustos Zafer bayramı, 23 nisan çocuk bayramı , 19 Mayıs Gençlik ve spor bayramı. Aslında merak edilen neden bu bayramlarda el öpülmeye gidilmediğidir.
(bkz: Ne kadar bayram yapmaya hevesli bi toplumuz.. Hemde hergün onlarca şehit verirken ilginciz)
Benim için kapalı bir spor salonu demektir. Bir de annaneme gitmek tabi. Uyuz oluyorum bu yüzden, annaneme gitmekle ilgisi yok, ona zaten gidiyorum. Ama bu bayramda esnafın işyelerini kapatma zorunluluğunu anlamıyorum, ne demek yahu? Bir de açanlara ceza veriyorlarmış... Ben bunların ta a.q... Sırf bu belediye yüzünden düzenim allak bullak oldu, 5 te yatıyorum, 4 te kahvaltı yapıyorum, üstüne üstlük pörtledim.
çocukluğumuzda radyodan yükselen, bugün bayram erken kalkın çocuklar sözleriyle uyandığımız, işte, o zaman geldiğine inandığımız gündü bayram. yeni alınan fiyonklu, kırmızı ayakkabıları, kat kat etekli elbiseyi ilk defa giyecek olmanın heyecanını taşırdı küçücük kalbim. ne kadar büyük bir aile olduğumuzu anladığım zamanlardı o zamanlar. kareli mendilin içine yerleştirilmiş bayram harçlığının, diğer günlerde aldığımız harçlıklardan ayrı yeri vardı, mutluyduk, beraberdik.
büyüdük. hayatın karmaşasına karışmıştık bir kere. ne o eski bayramların tadı vardı ne de fiyonklu kırmızı ayakkabılar. bayram ziyaretleri, yüzlerini yılda 2 kere gördüğümüz kişiler tarafından, okul nasıl gidiyor? iş bulabildin mi? şeklinde sorularla sıkıcı hale geldi. artık harçlıkta yoktu, kareli mendilde, yediğimiz tatlıların tadıda. güzel olan tek şey yine büyük bir aile olduğumuzu hatta aileye yeni katılanlarla daha da büyüdüğümüzü görmekti.
yarın bayram. 23 yıldır her bayram sabahı yatağının yanına sessizce süzülüp, türlü yaramazlıklarla uyandırdığım, evde ilk kutladığım kişiden ayrı geçireceğim, ilk olan ve son olmasını yürekten istediğim gün. az önce konuşurken. "yarın aramam zor olabilir. zaten sabahtan nöbetim var. iyi bayramlar ve yeni yılınız kutlu olsun" dediğinde eksikliğinin ne kadar acı olduğunu, çocukken güzel gelen, heyecan veren, bayram kelimesinin şimdi ne kadar sönük kaldığını, o büyük ailenin küçücük kaldığını anladım.
sabah uyanmak ve 7 de kalkacak bayram namazı servisine yetişmektir(başka bir arkadaşın yurdunda). en güzel kıyafetler giyilir ve saça en güzel olduğu şekil verilir. arkasından abdest alınır ve servise yetişilir. sen servise binince (tabi en sonlardan birisin) herkesle el sıkışılır. bayram kutlanır. camiye varılır. namaza dışarda yer bulunur. hoca her zaman ki gibi 'biliyorum herkes biliyor ama ben yinede anlatıyım adettendir. eller şöyle eğil.. (bkz: hembele)' der. arkasından namaz kılınır. sonra hocanın vaazı dinlenir. yakınlarınıza gidin ellerini öpünden başka bişey demez. sende dalıp gidersin kendi ailenin hayaline. 'annem şimdi ağlıyordur allah bilir' falan. arkasından yurda gelirsin ve ailenden herkesi arasın. hallerini hatırlarını sorarsın kapatırsın ve yukarı odaya çıkarsın bir kaç arkadaşa mesaj atarsın ve arkadaşla muhabbete başlarsın. öğrenci evlerinde yurtlarda bayram bundan ibarettir. ama olsundur. daha kötüleride vardır. hiç ailesi olmayanlar, depremzedeler...
(bkz: bayramın ugramadığı evler)
"bayram demek hasretleri dindirmek, buyuge saygı kucuge hurmet demektı bır zamanlar onun ıcın.
Namaza gıtmek ıcın onu erkenden kaldıran, temız coraplarını coktan hazır etmıs olan bır de annesı vardı onun.
O cok ıyı bılırdı ramazan boyunca nefsını sinayarak gun isiginda kahvaltisiz gecmis 30 gunun sonunda o bayram sabahı namaz donusunde kahvaltısının hazır olacagını. Ve sevgıyle yıyecegını o kahvaltısını öptükten sonra canısının, annesinin ellerini, gül kokan yanaklarını.
Ve yıne o ıdı annesinin giymesi için kendisine direttiği o elbiseyi giymemek uğruna onunla ufak münakaşalar eden o sabahlarda.
O, kapıya gelen çocukları kovalarken, "olmaz oğlum! bugün bayram" diyerek çocukları şeker verip uğurlayan bir annenin oğluydu.
Ve O'ydu, ellerinden öpecek, gül yanaklarını koklayıp sevecek bir annenin özlemiyle tam 26 bayram geçirmiş ve dayanabilmiş bünye.
Ve bayramlar daha bir acı geliyordu ona. Canı yandığında çocuğun ilk koştuğu varlık, korkulu gecelerde sığınmak istediği tek kucak ve bayramlarda elini öptüğü sıcak bir el yoktu çok uzun zamandır.
Elinden tek bir şey geliyordu onun. Her gün her gece dua etmek annesi için.
Biliyordu kızardı annesi onu boyle hungur hungur aglarken gorse kıyamazdı ogluna ve kızardı onu aglatan seye.
Ve ıste O'nun ıcın kahır dolu adına bayram denen bır gun daha bıtıyor."
dini olanlarında bayram namazı kılınan, hısım akraba ziyareti bol olan, büyüklerin hatırlandığı, aile bağlarının (geniş anlamda örneğin annemin teyzesini görmem) senede iki defa güçlendirme çalışmasının yapıldığı, yegane özel günler. milli bayramlar ise, ulusal duyguların üst sıralara çıktığı, sabah trt'nin anıtkabir ziyaratiyle başlayıp hipodrom'dan veya ankara 19 mayıs stadı'ndan verdiği canlı yayınla devlet erkanının bayram etkinliklerini izlemesini gösterdiği yayınları olan, ilkokulda her veledin okulun trampet takımında yer almak olduğu yegane özel günlerdir.
edit:bugün ramazan bayramı.
edit 2:bayram namazından geldikten sonra sözlüğün bayramını kutlamak:
bayram namazının akabinde, ailenin bayramını kutladıktan sonra, sözlüğe girip online ne kadar uuser varsa bayramlarını kutlama durumudur.
bayramınız mübarek olsun... (ayrıca bayram namazından geldikten sonra sözlüğün bayramını kutlamak şeklinde bir başlık açmaya gerek yok.
edit 3:sadece online olanların değil bu entry ile tüm uuserların bayramını kutlamak.
edit 4: bayramınız mübarek olsun.
hiçbir kere hayat bayram olmadı ya da her nefes alışımız bayramdı...bulutsuzluk özlemi nin yazdığı bu şarkı sözleri benim için bayramı anlatmaya yetiyor...
her yeni gelenin eskiyi özlettigi günler..
nerde o eski bayramlar?
bazen o kalabalik, sürekli hizmet insani yorsa da,
tanimadigimiz bissürü kisinin elini öpmek zorunda olsak da,
tepeleme tatliyla dolup kilo alsak da..
o güzelim yeni bayramliklari giyip anne babanin elini öpmek,
büyüklerden harclik toparlamak,
cepleri sonuna kadar sekerle doldurmak,
tanidigimiz, tanimadigimiz bissürü nur yüzlü dede ve neneden hayir dua almak..
herhangi bir günde olsa da bu kadar mutluluk vermez.
çocukken kazanç kapısı iken, büyüyünce artan yeğen sayısı ile birlikte ekonomik zarara uğranan günlerdir. bol miktarda aile saadeti yaşanır. aileden uzakta geçiriliyorsa, beş yıldızlı otel bile olsa aynı hazzı vermez. en çok çocuklar sevinir, çocuklar sevindirilir. o yüzden eski bayramlar hep daha güzeldir.