insanın hayatı boyunca yediği en lezzetli lokumdur. namaz bitmiştir, ayakkabılarınız giyip çıkmışsınızdır ki karşınızda cami görevlisi, elinde lokum kutusu, ''evladım al bir tane, ağzın tatlansın'' yanında da meyve suyu, bayram sabahının adeta iki kat güzel başlamasıdır benim için.
aslında camiye yardımın 'tatlı tatlı yemenin acı acı osurması vardır' çeşididir. eskiden böyle kurumsal dilencilik yaptırılmazmış mabetlere ama günümüzde hocalar ayetle-hadisle yardım dileniyorlar, bayramda da lokumla...
cuma namazı çıkışlarında toplanan paraların bayram namazı çıkışı cami önü lokum ikramı fonuna aktarılmasıyla finanse edilir. kimse lan deyyus para vermedin niye alıyorsunuz demez, bakışlarıyla ima da etmez. alınız yiyiniz efendim üçer üçer beşer beşer. haktır, helaldir. bu arada ikram demişken değinmeden geçemeyeceğim; (bkz: ikram zeytinleri)
samimiyetsiz bir harekettir. bu lokumu dağitan adam aynı zamanda cami için yardım toplayan adamdır.yani demek istenen şudur ki "parayı veren düdüğü çalar".
eğer para atmazsanız lokumu almaya zaten cesaret edemezsiniz, onlar bağiş yapanlar içindir.
eğer ölmüşlerimin hayrına diye para atarsanız bu seferde lokum almak için para attığınız düşünülmesin diye lokum alamazsınız. yani hiç bir durumda o lokumun tadına bakamaz eve kadar beklmeke zorunda kalırsınız (yolda birilerinin kapısını çalıp el öpmekte bir alternatiftir)
asıl samimiyetsiz olan "camiye yardım" diye bağiran şahistir aslında. kendisi hem namazı kılmamıştır -kılsa o kadar çabuk oraya dikilemez çünkü- hemde makbuzsuz para toplamaktadır. hadi iyi niyetle yaklaşip paraların doğru yere gittiğini düşünsek bile o kutu kutu lokumlar ona kalmaktadır.