haklı kükremedir.
götten uydurma planlar ile ülkede tutuklanmadık asker, atatürkçü kalmadı.
garip olan pkk'lı teröristler teröristim derken serbest kalmasıdır.
hali ile bu nazi almanyasını aratmayan ülkede, bu rezalete değil baykal, sıradan bir akp'linin bile isyan etmesi gerekir.
zira;
" önce komünistleri aldılar. Ben komünist değildim ve ses çıkarmadım.
Sonra sendikacıları götürdüler. Ben sendikacı da değildim, sesimi çıkarmadım.
Daha sonra Yahudilere sıra geldi. Ben Yahudi de değildim, sustum.
Bir gün beni almaya geldiklerinde, sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.. "
tayyip:hiçbirşeyin göründüğü gibi olmadığı ortaya çıktı.
baykal: hiçbirşeyin göründüğü gibi olmadığının aslında göründüğü gibi olmadığı ortaya çıktı.
tsk: biz bişey görmedik,duymadık,bilmiyoruz.
bahçeli: gözünle görmeyene kadar uzaklaş.
halk: bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin?
ortalık yangın yeri gibi. işsizlik, tekel işçilerinin durumu, türk silahlı kuvvetlerine yapılan haksız ithamlar ve ekonomik kriz alev alev sarmış memleketi. kalbinde buz olanlar tahammül edebiliyor ancak bu duruma. ama herkesin kalbinde buz yok elbet. çoğu insanın kalbi damarlarından gelen kanla sımsıcacık. onlar memleketi kaplayan ateşten etkilenmeye müsait bir ruh yapısına sahip. dayanamazlar, üzülüp konuşurlar böyle ateşli ateşli.
asker ile siyasi iktidar arasında çıkan yangının kundaklayıcısıdır da o yüzden...
askeri; geniş halk kitlelerinin desteğine sahip siyasi iktidarın karşısında er meydanına süren ve dahası, ortamı daha da bulandırarak, bulanık suda balık avlamaya çalışan; başta kendisi olmak üzere, lideri bulunduğu parti ve kadroları değil midir?
asker, kendisini bir açmazın içerisinde bulmuş olmakla, mevcut durumundan şikayetçidir. zira, ardında güçlü halk desteği bulunan siyasi iktidar üzerinde gücünü sınadıkça, kan kaybetmekte olduğunun farkındadır. bu kanı durdurmanın tek ve geçerli yolunun kışlaya dönmek olduğunu anlamakla birlikte, bunu; üstelikte, dini motiflerle bezeli siyasi iktidara karşı bir yenilgi olarak görmektedir.
doğrudur ya da yanlıştır! ancak asker, kendi mantığı ve mustafa kemal'in direktifleri doğrultusunda, bilinen yöntemlerini kullanarak, ülkeyi ve cumhuriyeti koruma ve kollama refleksi ile hareket etmiş hatta, demokratik rejime ters düşen bir takım oluşumların içerisinde bizzat yer almış da olabilir. sonuçta askerden, parlamento üyesi yaklaşımı beklemek ne derece doğrudur, tartışılır.
ancak, ortada tartışılmayacak tek gerçek vardır:
- bir siyasi parti olarak, demokrasi adına zaten yüklenmesi gereken ve üstelik de bizzat mustafa kemal tarafından özellikle yüklenmiş olan; ülke genelinde parlamenter demokrasiyi yerleştirme ve köklendirme misyonunu adeta elinin tersiyle iten, baykal ve o'nun yönetim kadroları, chp'yi; tarihinin en sığ ve ciddiyetten uzak siyasetini sergilemekte bir araç olarak kullanmışlardır.
yedikleri herzenin, yol açtıkları yangının farkına varmış olmalarından ve yangının kontrolden çıkıp kendi paçalarını da sarmış olmasındandır, son günlerdeki bu telaşları.
