1850'li yıllarda yaşamış halk ozanı. Aslında divan şairi olmak istemesine rağmen aşık tarzı şiirleriyle ün kazanmıştır. Bir divan'ı ve Sergüzeşt-nâme adlı mesnevisi vardır.
Kâtip sen yaz sabâ sen de kerem kıl
Götür arzuhâlim yâre tez elden
Naziktir efendim nezahetli bil
Gönderelim o dildara tez elden
Kâtip çok uzatma sarfı imlâyı
Hemen yaz derdime iste davayı
Kerem et bekletme bâd-ı sabayı
Azmeylesin o diyara tez elden
Hasretli dîdeme nem mi gönderir
Hicran mı gönderir gam mı gönderir
Kendi mi gelir merhem mi gönderir
Zahm-ı dil-i Zihnî zâra tez elden
Bayburtlu Zihni (1795 - 1859), hem Divan hem de halk şiiri türündeki yapıtlarıyla tanınmış bir şairdir. Asıl adı Mehmed Emin'dir. Zihni onun takma adıdır ve Bayburt'ta doğduğu için Bayburtlu Zihni olarak anılır.
Erzurum ve Trabzon medreselerinde okudu. Ardından istanbul'a gitti ve çeşitli yerlerde kâtiplik yaptı. Divan şiiri türünde yazdığı şiirler ve kasidelerle tanındı. Daha sonra Bayburt'a döndü. 1828'de Ruslar kenti işgal edince buradan ayrıldı. işgalden sonra yeniden Bayburt'a döndü. 1834'te hacca gitti, oradan Mısır'a uğradı. Daha sonra Erzurum'da, yeniden istanbul'da bulundu. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde memur olarak çalıştı. Bayburt'a dönerken Trabzon yakınlarındaki Olasa (bugün Bahçeyaka) köyünde öldü.
Bayburtlu Zihni şiirlerini, hem hece, hem de aruz ölçüsüyle yazdı. Aruzla yazdığı şiirler ölümünden sonra Divan-ı Zihni (1876) adıyla yayımlandı. Ama şair asıl ününü hece ölçüsüyle yazdığı koşma ve destanlara borçludur. 1828'de Bayburt'un Rus işgalinden gördüğü zararları dile getiren koşma biçimindeki ağıtıyla büyük ün kazandı. "Vardım ki yurdundan ayağ göçürmüş / Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı" dizeleriyle başlayan bu koşma sonradan bestelenmiştir. Bayburtlu Zihni başından geçen serüvenleri, şiir, yergi ve destanlar biçiminde Sergüzeştname'de anlatmıştır.