nasıl olsa araç kaskolu mantığı ile yola çıkan sürücü felsefesidir.
ya canın. o da mı sigortalı ulan böyle araç mı kullanılır?
sorusunu sorduran durumdur.
(bkz: iğrenç espriler)
ülkemizde bayan sürücü olamamasi ab uyum sürecindeki türkiye için utanç kaynagi olmasi gerekirken iğrenç esprilere konu oluyor. ilginç...
cenk erdem'in tespiti imiş.
kendisini tanımam, bu sayede ön yargılı bir şahıs olduğunu olduğu ile ilgili fikrim oluşmasına neden olmuştur.
kadınları aşağılamak için neden böyle bayatlamış söylemler içinde bulunduğunu da açıklaması isteklerim arasındadır.
evet öyle Allah'a emanet araba vardır.
kaza anı karşıdan hızla bir araba gelmektedir.sizce bayan ne yapar?
kesinlikle gözlerini kapatır bu dakikadan sonra araba Allah'a emanettir.
kendisine kırmızı ışık yanmasına rağmen bir kez yola atlayıp, kornalara maruz kalıp durmak zorunda olup fakat yaklaşık 8-10 saniye sonra kendisine yanan kırmızı ışık sönmemesine rağmen tekrar yola çıkıp kazaya sebebiyet veren hanımefendinin hatırlatmış olduğu kelime.*
cinsiyet ayrımı kapsamının dışında tutulması gereken ifadedir. çünkü doğru lan. şerit çizgisini altına alıp 2 şeriti ortalayarak cumhurbaşkanı edasıyla seyir eden, direksiyona iki eliyle yapışmasına rağmen sarhoş sürücü gibi sağa kaydıran, aynaya bakmadan frene asılan, yol ortasına bile park edemeyen ve daha nice gerzeklikler yapan her 10 kişiden en az 8'i kadın sürücü. yani var işte böyle bir istatistik. bu kadınlar araba kullanamaz demek değil tabiki. tanıdığım en iyi araç kullanan insan da bir kadın. iyi örnekler de var yani ama orana vurunca bir sıçma durumu söz konusu. üzgünüm hanımlar.
cama yüzünü yapıştırıp gitmesi olmazsa olmazlardandır. sürekli böyle seyir halinde olmuyorlar elbette. fakat yolda giderken önünde de olsa, arkanda da olsa, karşıdanda gelse eğer, iki el direksiyonda, kafa cama yapışmış, ve birazda yukarı kalkmışsa işte o zaman sıkıntı var demektir. bu onların en gergin halidir. dikkat etmek gerekir. bu durumda ortam musait ise bir kenara çekip gözden kaybolmaları beklemek en doğrusudur.