yıllar yıllar önce küçüklüğümde izlediğim, konusu olmayan ya da benim anlamadığım bir konusu olan absürd bir filmdi. aklımda ilginç bir şekilde kalmıştı bu film. hayatımda izlediğim en garip filmlerden biriydi diyebilirim.
bir insanın rüyası gibi alakasız sahnelerden oluşan, birçok göndermenin bulunduğu bir film olduğunu tahmin ediyorum. gayet felsefik yani!
bir keresinde ablamla da izlemiştim bu filmi ve o amerikalı kılıklı, dil manyağı herifin seks göndermeli hareketleri ve birkaç başka şey dolayısiyle gülme krizine girmiştik. bu da böyle bir anımdır.
ayrıca mehmet ali erbil karısını kurtarırken çalan müzikten de çok etkilenmiştim.
Birseylerin elestirildigi ancak neyin elestirildigini bir türlü anlayamadıgım film. Aslinda komiktir epey güldürüyor, aynı zamanda Mehmet Ali Erbil'in filmin sonuna kadar karısını aldatmaması kayda deger bir olay. Rahmetli babasıyla aynı filmde oynaması da anlamli bir unsur olmuş.
mehmet ali erbil oynadıgından başta önyargıyla yaklaştıgım, herkes gibi kanal d den izledigim filmdir.. yazın sabaha kadar uyuyamamış olan defna tv yi kurcalarken filmi görür, merak eder izler. sonuc: ailecek seviyoruk
herhangi bir mantik, bag, ilinti bulma kaygisi olmadan izlendiginde eglenceli, siradisi, ezber bozan ogeleriyle one cikan sinan cetin yapimi. belki de mali' nin tek eli yuzu duzgun filmi. beni aglatma ile de akillarda yer etmistir.
ülkemiz için 50-60 yıl erken olan bi filmdir.
dünyada bu tarz film türü veya film çeşitleri ile doludur.
zira onları izleyenler sırf yabancılar yaptı diye alkışlarken, bizdeki örneği yerden yere vururlar.
bize vereceksin bok gibi recep ivedik'i tamam.
sene 1996-97 gibi bir şey, elimdeki kağıt parayı ''daha değerli'' diye bozuk parayla değiştirdiğim(daha doğrusu kandırıldığım) dönemler...
Yaz aylarında gecenin bir yarısı ailecek televizyona öylece bakıyoruz. babam televizyonu zaplarken baktım filmin olduğğu kanalda durdu*
baktım her dakikada bir sevişme sahnesi, çocuğum ama etkilenmiyorum tabii, ne de olsa bizimde ''doktorculuk'' maceralarımız var o zamanlar*
bunalımlı kasvetli bir film zaten, küçücük el kadar çocuk ruhuna işliyor tabii. hadi bunu da geçtim bundan da pek
etkilenmedim, ama öyle bir sahne vardı ki nedense inanılmaz etkilendim ve ayda yılda bir gelir aklıma bir tuhaf olurum.
hangi sahne miydi? hayal meyal hatırladığım kadarıyla sahne şöyleydi:
--spoiler--
mehmet ali erbil , evin içinde bir şeyden saklanıyordu ve bulunduğu evin odasında yerin altında kçük bir bölmeye saklanmıştı. küçük bölmeden yukarı doğru bakıldığında herkesi alttan görüyordu. sonra mehmet ali erbil etekli bir kadının altına bakıyordu ve kadının külotundaki büyükçene, nokta şeklinde bir lekeye bakıyordu.
--spoiler--
evet sahne böylesine anlaşılmaz ama bir çocuk için * büyük bir travma etkisi ortya çıkartmıştı.
gecenin bir yarısı, kel alaka bir şekilde kanal d'de denk geldiğim, psychedelic film. yönetmeninin sinan çetin olduğunu görmemle şaşkınlığım 2 katına çıkmıştır. oldukça başarılıdır, 90'ların o pastel tonlarını taşır.* türk sinemasının en ilginç eserleri arasında gösterilebilir.
dvd'si d r'da 15 yetale'dir.
ama şunları da ekleyelim. film başlarken mr.e yaziyor. okurken mystery diye okuyoruz. filmin gizemini veriyor bu done. alt metinler pek fena değil aslında. şuan ki medya çılgınlığına bakacak olur isek. ama işin ilginç yani m.ali eleştiri içeren bu filmin baş rolünde oynamasına rağmen nasıl bu sektörün kaymağını yiyenlerden oluyor tartışılır. m.ali yanlış tercihmiş.