an itibariyle icinde bulundugum durumdur. yolculuk hele ki memleketinize ise bir o kadar mutluluk verici ve eglencelidir. bilgisayarda bir muzik acilir, once en sevdigi esyalar konulur, sonra efendime soyleyim ozel esyalar cart curt konur goz acip kapayana kadar sona erer ve Allah herkesin basina versindir.
yolculuk öncesinde yaşattığı sinir harbi, ve "acaba bi şey unuttum mu ?" paranoyasıyla zihinsel olarak son derece yıpratıcı olan süreç.
bir de bavulun kapasitesini en verimli şekilde kullanabilmek adına mevcut yükleri bavula yerleştirmek vardır ki, zaman zaman ileri düzey mimarlık eğitimi gerektirir...
çok fazla seyahatin ardından motomotlaşan yarım saatten fazlasını dahi almayan ritüeldir.
özellikle tatilden dönerken her şeyi bavula tıkma şeklinde gerçekleşir.
ilginçtir, çok gezen insanların çok küçük bavulları olur.
kendi şehrinde üniversite okuyanlar için hiç bulaşılmamış eylem. yani, hala akşamdan ders programına göre çanta hazırlayıp öyle uyumak evresinde olanlar için bilinmedik iş.
nefret bir olaydır.
onu mu alsam bunu mu alsam, bunu bıraksam mı acaba, bunlar nasıl sığacaklan bu bavula diye söylene söylene gerçekleştirilen eylemdir.
okullar bitince haliyle göçebe yaşayan biz öğrencilere de bavul hazırlamak büyk bir sorun oluşturuyor.
şu anda etrafımda haddinden fazla poşet ve bavula tıkılmayı bekleyen bir sürü nesne var. bıktım şu bavul hazırlamaktan.. *
hayatımın son 5-6 senesinde düzenli olarak gerçekleştirdiğim eylem. biraz önce belki yüzüncü kez bitirdim bevulumu hazırlamayı. 2.5 ayı 25 kiloya sığdırdım, her aya 10 kg, bu sefer memlekete dönüyoruz diye hiç bir şey dürülü değil, daha çok kırılacak eşyaları sarmak için kullanılmış giysiler, düzenle dizilmiş. işin sırrı ayakkabı gibi, kazak gibi şiddeti sönümleyen giyecekleri kenarlara siper edip, ortada kalan çukura tshirtlere sarılmış kırılacak eşyaları yerleştirmekte. soğuk tutulması gereken malzemeler en pisleri, onlar yüzünden bavulu akşamdan kapatamıyorsunuz, illa ki uyku sersemi önceden hazırladığınız poşetleri çıkarıp bavula dizeceksiniz sabah sabah. e o da şarap, peynir, pesto, tortellini sevmenin dezavantajları. buraya gelirken de tam tersi, rakı, ezine, sucuk sevmenin dezavantajları. insan heralde hep uzaktakini seviyor.
şimdi bitti ya bavul en son şu entry'i giriyorum, birazdan şarj aletlerini, laptop'ı, evrak döküman gibi şeyleri toparlayıp, bir de el çantamı düzenleyeceğim. peki bitecek mi, tabi ki hayır, ne zaman bitti ki, 1.5 ay sonra tekrar hazırlayacağım bavulumu. o zaman bitecek mi hayır, 1 ay sonra tekrar hazırlayacağım. açıcam, kapıcam, açıcam, kapıcam, ben bunu hep yapıcam.
Üniversiteye ilk başlanılan zamanlarda hazırlaması saatler alan, fakat daha sonra hayat gidip gelmelerden oluşunca gitmelerin bavul köşesine 15 dakikadan fazla zaman verilmeyen eylem.