batılılaşma

entry32 galeri2
    7.
  1. muasır medeniyet seviyesine çıkmak yani bir medeniyet dairesinden çıkıp başka bir medeniyet dairesine girmek yani kendini batılıya sevdirmek yani batılıyla bir ruh karabeti kurabilmek...
    bunun adı batılılaşma idi sonradan yeni terim de getirdiler: çağdaşlaşma!

    ne anlaşılmaz muhabbet!
    0 ...
  2. 6.
  3. Osmanlı döneminden bu yana, batılılaşma daha çok bürokratlar ve paşalar etrafında şekillenmeye başlamıştır. Hal böyle olunca batılılaşma süreci de hızla yayılmaya başlamıştır. Çünkü o dönem içinde en ilerici, aydınlanmaya açık olan ve batının üstün taraflarına vakıf olan kesim onlardır. Bir başka gerçek daha vardır ki, değişimlerin pek çok koldan
    ve hızlı olması toplumsal hayatta bir şaşkınlığa yol açmıştır. Kültürü, gelenekleri,teknolojisi ve değer yargılarıyla bir bütün olan Batının bazı unsurlarının alınmış olması ve diğer unsurların tamamlanmamış olmasından dolayı Batılı yaşayış ve
    düşünce biçimi, Türk toplum hayatına tam manasıyla geçirilememiştir. Daha sonra bu durum, toplumun dinamikleri arasındaki homojenliği bozmuş ve birbirlerinin hayatlarını bilmeyen, birbirlerinden habersiz yaşayan, toplum birimleri meydana
    gelmiştir.

    Bunun yanında batılılaşma, ani değişimden dolayı doğru algılanma fırsatı bulamamıştır. içinde yaşadığımız dönemde de gördüğümüz üzere Batının neyini alıp neyini bırakacağız ikilemi, farklı kültürler arasında sıkışıp kalmış kararsız insanlar yaratmıştır ve yaratmaya da devam ediyor...

    durup sorgulayamayacak kadar hızlı yaşıyoruz da peki nereye gidiyoruz? varacağımız yeri bilmemiz gerek, sapacağımız yeri de elbet!..
    0 ...
  4. 5.
  5. Batılılaşma yaklaşık 200 yıldır Türkiye'nin kalkınma macerası ve devrimlerin itici gücü olmuştur. Olumsuz bir anlamı da yüklenen bu kavram, antiemperyalist bir mücadeleden sonra elitizmin halk kültüründen kopuşunu ifade etmektedir. Osmanlı'dan cumhuriyete geçiş paradigması modernleşme, ilerleme, gerilikten kurtulmadır.

    Osmanlı imparatorluğu feodal, teokratik değil ama ümmetçi bir yapıydı. Batı tipi bir gelişmesi yoktu. Şeriat, devlet işlerinde ana kanun olmasına rağmen, örfi hukuk ve maslahat ile laik bir gelişme de vardı. Yükselme yıllarında şeriat olaylara uygun giderken, gerileme ve çöküş yıllarında olayların şeriata uygunluğu öne geçti. Olayların hızına yetişemeyince ictihad kapısı kapatıldı ki bu gericiliğin başlangıcıdır.

    ilmiye sınıfı Osmanlı'da hakim sınıftı. Şeyhülislam, kazasker, kadı, müftü, hocalar. Kamuoyunu bunlar yapıyordu. Batı'daki ruhbanlarla karşılaştırıldığında ruhban sayılmazlardı ancak devlete ve topluma hakimdiler. Seyfiye (ordu) ve kalemiye (idare) onların yanındaydı. Gerilemenin bir sebebi ilmiyenin bozulmasıdır.

    Batılılaşma, batı gibi olmadır. Çünkü Batı ilim ve teknikte ilerlemiştir, üstündür, Osmanlı geri kalmıştır, savaşlarda artık yenilmektedir. Üstelik Batı sadece teknik değil medeni üstünlüğü de ele geçirmiştir. O halde Osmanlı da Batı'ya benzeyecektir. Kurumlar değiştirilecek, Batı'ya elçiler ve aydınlar gönderilecektir.

    Her tür yenilik girişimi ilmiye ve yeniçerilerin direnişi ile karşılaştı. ilk defa Lale Devri ile yenileşme başladı. Matbaa kuruldu, tiyatro oynandı. Fakat Patrona Halil isyanı çıktı. Ulema ve Yeniçeri gücüyle bastırıldı. Fransız ihtilali sırasında tahta çıkan III. Selim, Nizamı Cedit (Yeni Düzen) hareketini başlattı, bu hareket radikal bir hareketten çok eskiyle yeninin birarada varolması demekti. Bu da yeniçeri isyanıyla, Kabakçı Mustafa isyanıyla patlak verdi. Selim öldürüldü. Batı, isyancılara yardım etmişti.

    2. Mahmud ve Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa Senedi ittifak'ı imzaladı. Sekbanı Cedid kuruldu. Ancak Yeniçeriler yine ayaklandı, Alemdar'ın evini bastılar ve Alemlar evi yakarak kendisiyle beraber yaklaşık 300 yeniçeriyi de öldürdü. 2. Mahmud, 1826'da ilmiye'yi yanına çekerek Yeniçeri Ocağı'nı yok etti. Bu büyük bir olaydı. Batılılaşma hareketi esas bu noktada başladı. Padişahın adı gavur padişaha çıkmıştı.

    1839'da Sadrazam Mustafa Reşit paşa Tanzimat'ı ilan etti. Gülhane Hattı Hümayunu, bir rönesanstı. Abdülmecid'in, Ali ve Fuat paşaların, Genç Osmanlıların rönesansı. Muhalif aydınları Şinasi, Namık Kemal, Ali Suavi, Ziya paşa, Agah Efendi ilk Batıcı aydınlar. Meclisi Valayı Ahkamı Adliye ilk Danıştay. Orduda yenileşmeler. Eğitimde Darülfünun, ilk ve orta okullar. Bu dönemde Batılılaşma artık zaruri bir ihtiyaç olmuştu ancak devletin esas unsuru Osmanlılık ve islam'dı. Batı da Batılılaşmaya mecbur ediyordu. 1856'da Islahat Fermanı ilan edildi. 1868'de Şurayı Devlet kuruldu, yani ilkel bir meclis idaresi. 28 Müslüman, 13 gayrimüslimden oluşan 41 üyeli bu meclis bütçeyi incelemek yetkisine sahipti ama kısa bir sürede sadrazamın nüfuzuna girdi.

    1876'da Kanunı Esasi ilan edildi. Meşruti padişahlık. Meclisi Mebusan tam demokratik değildi, karşısında padişah, sadrazam, Heyeti Vükela, Ayan Meclisi, Şurayı Devlet vardı. Meclisi Mebusan'ın 80 Müslüman, 50 gayrimüslim üyesiyle iki kere toplanabildi. 1878'de Abdülhamid meclisi kapattı, bu kapanış 31 yıl sürdü.

    1908'de Hürriyetin ilanı, Abdülhamid tarafından Kanuni Esasi'nin yeniden yürürlüğe konmasıyla başladı. Bu, 1909 ve 1911'de değiştirilerek parlamenter sisteme uygun hale getirildi. Ne var ki bu defa da tek partici bir meclis oldu. ittihad ve Terakki ile muhalefet arasında bir kan davası başladı. Batılılaşma hareketleri milliyetçiliğin yükselişiyle canlandı. Üniversitede kadın erkek eşitliği, kadınların iş hayatına atılmaları, milli eğitim, dilde Türkçecilik, Türk Ocakları, itibarı Milli Bankası, kaza birliği.

    Atatürkçüler:
    'Muasır Medeniyet' seviyesine gelmek gerekir milli değerler kaybedilmeden medeniyet batı-doğu ayrılmaksın millete getirilmeldir.
    Sol:
    Biz Doğuluyuz, asla Batılı değiliz. Batı'nın tekniğini, bilimini alırız.
    islamcılık:
    Tanzimat'tan beri yapılan devrimler sahtedir, halka rağmendir. Laiklik, dinsizliktir. Cumhuriyetin kendisi hürriyetçi değil istibdattır. Batılılaşmak diye ilim ve teknik yerine dalalet ve sefahat alınmıştır. Bizim kültürümüz islam'dır. Medeniyetler ayrı ayrıdır. Batı zalimdir, sömürücüdür.
    Sentezciler:
    Batı kültürü taklittir. Oysa milli kültürümüzü Batı tekniğiyle birleştirebiliriz. islam bunun engeli olamaz. Doğu-Batı sentezi yapmak zorundayız.
    Ulusalcılar:
    Her milletin kendi öz kültürü vardır. Dili, dini, değerleri değişmez. Batı emperyalisttir. Kültür emperyalizmi ile dilimizi, dinimizi bozmak, vatanı parçalamak istemektedir. Sahte aydınlarla Batılaşma olamaz.
    Batıcılar:
    Her şeyin iyisi Batı'dadır, dincilik buna engel olmaktadır.
    Milliyetçiler:
    Türk kültürü esastır. Laiklik, Türk kültürüne göre yorumlanacaktır. Osmanlılık yeni bir anlayışla devam edecektir.
    Bütün görüşlerden şu sonuçlar ortaya çıkmaktadır:

    1.Batılılaşmanın zorunluluğunda hemen herkes müttefiktir.
    2.Bütün görüşlerde Batı'nın bilim ve teknik üstünlüğü kabul edilmektedir.
    3.Türk kültüründen kopmadan, taklitçiliğe sapmadan Batılılaşmak mümkündür.
    4.irtica meselesi halledilmedikçe Batılılaşma ileri-geri zıtlaşmasından çıkamaz.

    (alıntı).
    0 ...
  6. 4.
  7. ülkemizde batılılaşmak olarak bilinir. aslında modernleşme dersek hata yapmayız. modern devletlerin birçoğu batıda olduğundan batılılaşma olarak kullanılmaktadır. adına ister batılılaşma isterseniz modernleşme deyin. öncelikle yanıtlanması gerekenler nasıl bir modernleşme olacağı ve modernleşme için neler gerekeceğidir. türkiye modernleşme hareketleri hala tartışılmaktadır. türkiye modernleşmesi tepeden inme bir modernleşmedir. yani halkın bütün olarak karar verdiği bir hareket olmamıştır. bir kısım elitlerin karar verdiği bir modernleşme hareketi olmuştur. bir de türkiyede modernleşme kıçından anlaşılmıştır. kılık kıyafete bakarak insanların modern olup olmadığına karar veren bir kesim vardır. önemli olan bilimde teknikte insan haklarında modern kavramlar üzerinde anlaşmaktır.
    0 ...
  8. 3.
  9. nereye kadar olması gerektiği bilinmeyen kavramdır. zira ülkemizde o kadar çok batılılaşılmıştır ki dönülüp dolaşılıp başlanılan yerin bile daha doğusunda bir yerlere ulaşılmıştır. 21. yy'da insanlar cern'de deney yapma peşindeyken biz hala "türkiye malezya olur mu?" , "türkiye iran olur mu?", "türkiye filistin olur mu?" tartışmalarıyla uğraşmaktayız. ben hiç görmedim "türkiye isveç olur mu?", diyenini. neden? çünkü olmaz. batılılaşma da şu memlekette, " işsizliği çözemiyoruuuuuuuuuuuz!" diye bağıran bir başbakanı alkışlayan* bir millet oldukça gerçekleşemez.
    0 ...
  10. 2.
  11. muasır medeniyet seviyesine cıkmak için batılıların kulturunu, giyeceklerini, yiyeceklerini, kanunlarını, unlu markalarını, haçlı zihniyetini, dilini, muslumanlık dusmanlıgını, kapitalist ekonomisini taklit etmek olarak acıklanabilir. batılıların demokrasi ve hukuk anlayışı şimdilik askıya alınmalıdır. yoksa taklit ettiklerimize direnen komunistler veya bagnaz dindarlar cıkacaktır şeklinde yurutulen 90 yıllık devlet politikamız.

    edit; içinde biraz insanlık sevgisi olan halkının kulturunu reddedip, baskalarının kulturune yonelerek insanlarına acı çektirmez. zorla kültür olusturulmaz. bir kultur kendi kendine değişir.
    2 ...
  12. 1.
  13. modern bir biçime girmek gibi kulağa hoş gelen bu sözcük yıkılmak için dünya üzerindeki büyük silahlardandır şundan dolayı, benliğini kaybederek atılan her adım biraz daha fazla kaybolmak demektir.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük