Tarihçiler, bir "mekan" olarak tuvaletin, Doğudan Batıya geçtiğinde hemfikirler. Fakat bu geçiş yüzyıllar sürmüş. Ortaçağ Avrupasında görülen salgın hastalıkların baş sebeplerinden biri ele buymuş...
Elhak doğrudur. Zira "her türlü pislik" sokaklara dökülürmüş. Mesela 1388 yılında ingiltere Kralı II. Richard göl ve derelere def-i hacet yapılmasını yasaklar. Ancak nereye yapılacağını söylemeyi unutur. Zavallı halk ne yapsın? Çözümü sokakta arar. Evinde ürettiği her türlü pisliği; büyük, küçük ne varsa sokak camından aşağı salar. Bu iş o kadar azıtılmış ki, mesela Edinburgh'da gece sokağa çıkma gafletinde bulunan birisi, başına bir oturağın boşaltılmasını önlemek için. sürekli olarak heed your handle: (elindekine dikkat et) diye bağırmak zorunda kalırdı.
Fransa pek mi iyi durumdaydı sanki? "Güneş Kral" denen XIV. Luis'in Paris'inde de her çeşit kirli gece gündüz demeden pencerede sokağa, bahçeye boşaltılırdı. Anca Fransızlar, ingilizler gibi kaba değillerdi. Eline lazımlığı alan pencereyi açar ve aşağıdakinin cinsine göre cümle başına bir mösyö, matmazel veya madam ekleyerek gare l'eau suyz dikkat! diye bağırıp salıverirdi.
sırf laf atmak için taharet musluğunu dolamayın ağzınıza. batılılarda gerçekten leş gibi kokan insanlar var. ama gel görki karşılaştırma yaparsan, adamlar bizden daha temiz, daha az kokuyor.
sende taharet musluğu var da çok mu temizsin? adam hergün duşunu alıyor, sen haftada kaç kez alıyorsun? o taharet musluğu senin pisliğini temizlemeye yetiyor mu? hayır ama herifler hergün duş alarak o musluğun eksikliğini kapatıyor.
not: tuvalet fırçasıyla kıyafet temizleyen pislikler de yok değil avrupada.
edit: bizde musluk var, tuvalet kağıdı yok ve sonrasında eli yıkıyacak sabun yok. daha neyin kafası?
bugün türkiye'de ve tabi ortadoğu'da ihtiyaçlarını akşam karanlığında evlerinin biraz uzağında giderip temizlik için çakıl taşlarını kullananlar var, hiçte alışılmadık gelmiyor üstelik insanlara.
bu yalanı söylemeyi devam eden müminleri efes antik kentine, ne bileyim roma'ya alalım diyorum. allahın peygamberi üst üste katlı binaları hayal ürünü görürken bu eskiçağ kentleri yüzyıllar öncesinde çok katlı binalar ve tuvaletler yapmışlardı. üstelik her ne kadar varlıklılara özel gözüksede temizlik maksadıyla çakıl taşı değil denizden çıkarılmış süngerlerden faydalanmışlardır.