olan utançtır. bu utancı mustafa kemâl atatürk'ün "muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur." cümlesi ile inkâr edemeyiz.
zirâ, bilhassa kılık kıyafet inkılâbı öncesinde, mustafa kemâl atatürk'ün, kılık kıyafetin batılılar gibi olmamasından utanç duyduğu şeklinde telakki edilebilecek sözleri vardır.
şunu da söylemek gerekir ki bu utanç, halktan ziyade aydın(!) kesimde mevcuttur.
bu utanç yüzünden ya ölümüne karşı çıkıyoruz batıya, ya da peşinden koşturuyoruz soluk soluğa.
sebebinin sevgisizlik olduğu şöyle açıklanıyor:
"(...)
biz doğuya da batıya da sahip çıkabiliriz oysa. kültürümüzü geliştirecek bu evrensel özelliğimizi belki bilmeden baltalıyoruz. çocukça samimiyetimizi gizlemeye kalkışarak batılı çürümüş diplomatları taklit etmeye çalışıyoruz. batılı gerçekten hesaplıdır, dostluk, yardımlaşma gibi sözler kalıplardan ibarettir. biz de onlara özeniyoruz. nihilistler çıkarıyoruz. bayramlar törenler anlamını kaybetmiştir. aydınımız ülkesinde kendisini yabancı hissediyor. ülkemizi sevmiyoruz. kaçıp gitmek istiyoruz. kötü yöneticiler, aydınlar halkla ilişkiler kurmayı becerebildiği halde, biz halkı sevmediğimiz için kendimizi ülkemizde istenmeyen bir misafir gibi hissediyoruz. bu yüzden onu tanımak, onun derinliğini, ruhunu hissetmek istemiyoruz.
(...)" *
doğrusu insanlığını geliştirememenin utancıdır.
batılı gibi olmak avrupa'lı, amerikalı olmak değildir. o şekilciliktir.
batılı gibi olamamak aslında bilime, sanata ve akla sırtını dönmektir, küsmektir.
bireyi ve toplumu olduğu yere çakmak, düşünmemek, üretmemek, ve boş işlerle kendini tüketmektir.
daha da kötüsü, belki de en fenası, kutsallık adı altında eleştirmekten, sorgulamaktan ve değiştirmekten korkmaktır.
ama bunların en tepesindeki rezillik, bütün yapmadıklarına ve beceremediklerine bir kılıf bulmak uğruna dudak büküp,
"ne yani gavurlar gibi mi olalım" diye hönkürerek eksik olabileceğini, yanlış yapabileceğini asla kabul etmemek, ve malesef
kendini kandırmaya hiç şüphelenmeden ve tereddüt etmeden fütursuzca ve inatla mahkum olmak, talim etmek ve ezilip gitmektir.
ŞU LONDRA'DAKi OLiMPiYAT AÇILIŞ TÖRENiNi iZLEDiKTEN SONRA Bi KEZ DAHA NÜKSEDEN UTANÇTIR EFENiM. BiZ OLSAK KiMi SAHNEYE ÇIKARIRIZ LAN. SEZEN AKSU, AJDA PEKKAN FALAN ViNÇLE SAHNEYE ÇIKAR KESiN. PEHH.
öğretilmiş çaresizliktir.
her türk'e eğitim yoluyla aşılanır bu utanç...
yaklaşık olarak, lise çağında başlar.
yalnız, okumayanlara bulaşmaz.
tuhaf bir histir, bir ezikliktir.
batılılar gibi olamadığımız için dünyada bizden kötüsü yoktur.