asgard'ın kapıları tekrar açıldığında bifrost ile dünya yeni bir çağa giricektir, jörmungand ile acı ve keder hakedenlere, evren ise seçilenlere kalacaktır ta ki büyük odin sizi gözetlememi bıraktırana kadar...
iskandinav kültürünün sentezlendiği coğrafyalarda kendisini hissettiren, bilhassa kuzeyli protestan ve katoliklerde sıklıkla gözlemlenen, acayip, tuhaf anlatılardır bunlar.
çok seviyorum böyle tuhaf şeyleri okumayı, araştırmayı. şöyle yazayım hatırladığım kadarını;
-jack ve jill efsanesini hepimiz biliriz. izlanda mitolojiine göre, bu çocuklar kutsal olan ay tarafından kaçırılmış ve cennete götürülmüşlerdir. hatta bazı efsanelerde, ayda yaşamaya mahkum edilmiş bir dede vardır. tahminim odur ki bu, aydededir.
-bazı danimarka, ingiliz ve izlandalı köylüler, fırtına kulübelerinin önünden geçerken duyulan seslerin, vaftiz edilmeden ölmüş hıristiyan bebeklerin ağlamaları olduğuna inanırlar.
-bazı alman iskoç köylüler, şaşırtıcı bir şekilde bulutların meleklerin yattığı kuş tüyü yastıklar olduğuna, yastıkları yıkamak için iplere astıklarına böylece havanın bulutlu olduğuna inanıyorlar.
aynı köylüler, bir kişinin kırsal bir alanda asılmasından sonra fırtına çıkacağına inanırlar.
-bazı hıristiyan köylüler de, yıldılzların gökyüzünde tanrı hizmetinde çalışan meleklerin gözleri olduğu inancına bağlılar. bu yüzden, yıldızları el ile işaret etmenin günah olacağını düşünüyorlar.
-danimarkanın bazı yörelerinde de, bir tayın altından sürünerek geçen kadınların, ömürleri boyunca acı çekmeden doğum yapacağı inancı yaygındır.
-şu bizim de götüm götüm kaçındığımız patalojik kabus fenomeni karabasan mitinin kökenindeki mara denen kötücül kadının vücuuna iğne batırırsanız, ondan ancak kurtulabilirsiniz.
-kesik el olayı var bir de. ölmüş bir insanın, ziyadesiyle de askerin kesik eline sahip olursanız, istediğinize istediğinizi yaptırabilirsiniz. misal adamın birisi, eşeğine malikanesinde bulaşık yıkatmıştır. eheh
- bazı norveç kentlerinde, annelerin ölümlerinden sonra bile bebeklerin emzirmek için son evine uğradığına dair inanç tazedir. öyle kii annenin geldiği, çocuğun yattığı yatağın çökük olmasından anlaşılırmış.
- rusya ve isviçrede ise, erken yaşta ölen bebeklerin, anne ve babalarını sevindirmek için köylerine karga suretinde yeniden döndüğü düşünülür.
sonuçta hepsi ilkel insanın düşsel tasvirlerinden doğmuştur. ilkel insan ve mit yapanlar için, kuyruklu yıldızı ineğe benzetebilmek için, ikisinin de kuyruklu olması yeterliydi. dağda bayırda duyulan yankıların, kişinin kendi seslerine benzemesi, ifritlerin onlarla dalga geçtiğinin düşünülmesi için yeterliydi. karısını köle niyetine pazardan alan adamlardan aşk şiiri yazmasını bekleyemezsiniz. korkuları batılla karışmış, anlatıla anlatıla gelmiş.
